"كما نحن" - Translation from Arabic to Turkish

• bizim gibi
• olduğu gibi
• gibi sen
• olduğumuz gibi

Bizden farklılar ve bu yüzden bizim gibi onlar da korkuyor.
أنهم مختلفون عنا, وهذا يجعلهم يخافون منا كما نحن نخاف منهم.

dünya vatandaşları ne zaman bizim gibi dile bağlı dinleyicilere dönüşüyorlar?
متى يتحول سمع مواطني العالم هؤلاء ليصبح محصوراً بالبيئة كما نحن عليه؟

Onlar da bizim gibi, hayatlarını bir amaç doğrultusunda ve mutlu şekilde yaşamak istiyor.
الذين نشارك معهم نفس اللحظات القصيرة من حياتنا التي هم يبحثون عنها , كما نحن الفرصة للعيش خارج حياتهم

Talmud bunu çok uzun bir süre önce fark etti. Bizim, nesneleri olduğu gibi değil istediğimiz gibi gördüğümüzü söyledi.
و التلمود رأى هذا منذ وقت طويل فقال، اننا نرى الأشياء ليست كما هي، بل كما نحن نراها.

Bizim onlara ihtiyacımız olduğu gibi, onların da bize var.
إنهم يحتاجون إلينا كما نحن نحتاج إليهم

Bize bugün de ekmeğimizi ver ve bizi günaha sokanları bağışladığımız gibi sen de bizi bağışla.
اعطنا خبزنا كفاف يومنا، واغفر لنا ذنوبنا و خطايانا، كما نحن نغفر أيضآ لمن اخطأ واساء الينا،

Sadece Uriel ve Raphael bizim olduğumuz gibi birlikte olmayı biliyorlar.
فقط أوريل ورافائيل تعرف ما هو عليه أن ينضم كما نحن,

Kısacası, uzaylı yaşamı bizim gibi evrim geçirip gelişmiş bir zekaya sahipler midir?
بأختصار هل تطورت حياة الكائنات الفضائيه كما نحن وطورت ذكاءاً ؟

bizim gibi. Bu işin içine tıpkı bizim gibi o da sürüklendi.
مثلنا تماماً، لكنها مجبرة لفعل ذلك، كما نحن مجبرون على ذلك.

Kendilerini bizim gibi normal insan sanıyorlar.
وهم يعتقدون بأنهم يعانون كل بت الإنسان كما نحن.

Yani, bizim gibi doğuyor ve bizim gibi yaşlanıyor ama sonra, çevresel bir stresle veya saldırıyla karşılaştığında tekrardan ufak bir polip olana kadar büyüme işlevini geriye sarıyor.
أعني أنه يولد و يكبر كما نحن ولكن بعد ذلك، عندما يواجه الإجهاد البيئي أو الاعتداء فهو يعكس دورة الحياة

On bin yıl önce insanoğlu, aynı bizim gibi Tanrının kendi suretinde yaratılmıştı.
منذ 10 آلاف عام البشرية كانت كما نحن عليه الآن، مخلوقة بروح في صورة الرب.

RL: Öyle tabii, şirketler de tıpkı bizim gibi zor bir durumda, çünkü şirketler, bizim tarafımıza bilgi sağlamaya, zorlanıyorlar, diğer ülkelerde de böyle.
ريتشارد: هذا صحيح, فعلا الشركات هي التي في وضع صعب , كما نحن, لان الشركات, نحن نشجعهم على تقديم المعلومات, كما تفعل اي دوله اخرى.

İnsanların rehafa ermesi ile ilgili soruların doğru ve yanlış cevapları olduğunu itiraf edecek bizim gibi insanlara ihtiyacı var. Ahlak ise o gerçekliklerin hüküm sürdüğü alana bağlı.
اشخاص كما نحن هنا بأن يعترفوا ان هنالك مفاهيم صحيحة وخاطئة عندما يتعلق الامر في الازدهار البشري والقضايا الاخلاقية المتعلقة بالحقائق الواضحة

Kusuyor olabiliriz ama Omega Chi'ler kusmuk içinde koşmaya alışık değil bizim gibi.
قد نتقيّأ، لكن الأوميغا كاي لن يرغمونا على التقيّأ كما نحن الآن!

Ve onların onların şu an benim için olduğu gibi... ben de senin için orada olacağım.
ولكني سأكون هناك من أجلك، كما نحن الآن

Sen ve ben, şu an olduğu gibi hiç yalnız kalmamıştık.
لقد تفوقت على نفسك -لم نكن بمفردنا كما نحن الآن من قبل -علينا الرحيل يا أخي

Brezilya'yı olduğu gibi izlemelerini istiyorum..
اريدهم ان يشاهدوا البرازيل كما نحن فحسب

Şimdi olduğu gibi devam etsek.
وأن نمضي كما نحن الآن،

İlişkimiz olduğu gibi kalsın. Bu sayılmaz.
لنبق كما نحن

Bize yapılan hataları affettiğimiz gibi sen de affet bizim hatalarımızı.
واغفر لنا ذنوبنا، كما نحن نغفر لمن يسيء لنا.

Bizler hukuka karşı şeffaflık ve hesap verilebilirlik kültürü oluşturabiliriz ve bizim onlara olduğumuz gibi hükümetleri de bize karşı daha sorumlu kılabiliriz.
بإمكاننا أن ننشيء ثقافة من الشفافية و الإلتزام بالقانون، و أن نجعل الحكومات أكثر التزاماً تجاهنا، كما نحن بالنسبة لهم.