Çiftliğe gidiyorduk dedim. Çiftlik yerle bir olmuştu. | Open Subtitles | لقد قلت أننا كنا ذاهبين للمزرعة والمزرعة أحرقت |
Seninle sinemaya gidiyorduk Pembe bir elbise giyiyordun... | Open Subtitles | كنا ذاهبين معا لمشاهدة فيلم و كنتِ تلبسين تلك البدلة الوردية |
Birlikte bir filme gidiyorduk. | Open Subtitles | كنا ذاهبين معا لمشاهدة فيلم و كنتِ تلبسين تلك البدلة الوردية |
Okul malzemeleri için alışverişe gideceğimizi sanıyordum. gidecektik, ama şu Kertenkele şehri için | Open Subtitles | حسنا، لقد كنا ذاهبين لكننا انشغلنا ببلدة أبو بريص |
Maryland kıyılarında kaz avlamaya gidecektik. | Open Subtitles | بأي حال، كنا ذاهبين إلى ميريلاند لصيد الأوز على شاطيء ميريلاند |
Eğer pikniğe gidiyor olsaydık yanına ne alırdın? | Open Subtitles | إذا كنا ذاهبين في نزهة ماهي الأغراض التي ستجمعها؟ |
Modesto yakınlarından bir göçmen İtalyan şarap tüccarı ile evlenen, ...Doris'in kuzeni Gina için verilen bir davete gidiyorduk. | Open Subtitles | كنا ذاهبين في حفل استقبال تقيمه عمة دوريس، جينا. والتي تزوجت لتوها من تاجر إيطالي بالقرب من موديستو. |
gidiyorduk, ama adam Ed'in sesini tanıdı. | Open Subtitles | ,لقد كنا ذاهبين و الرجل تعرف على صوت إيد |
Joshua Tree Parkına gidiyorduk ve dinlediğimiz albüm de Joshua Tree'ydi-- | Open Subtitles | حسنا، لقد كنا ذاهبين لشجرة .. جوشوا والألبوم كان يسمى شجرة .. |
- Olmaz, zaten aynı tarafa gidiyorduk. Buraya yakınlarda oturuyorum, o yüzden içiniz rahat etsin. | Open Subtitles | كنا ذاهبين في طريق واحد أنا أقطن بالجهة الأخرى ، لذا لا تقلقي |
Anniston, Alabama'ya gidiyorduk ve "Michael" dedi, ''Evet, efendim.'' | TED | كنا ذاهبين إلى آنستون ألاباما، وقال: "مايكل،" وأجبت: "نعم سيدي." |
- Sorun değil. Sorun değil. Biz oraya zaten "Ajan Dergisi"ni almaya gidiyorduk. | Open Subtitles | كنا ذاهبين لهناك على أى حال لنشترى العدد الجديد من مجلة "سباى".. |
Mezuniyeti hep beraber kutlayabilmek için Jane'leri almaya evlerine gidiyorduk. | Open Subtitles | كنا ذاهبين لمنزل"جين"لنأخذ بقية العائله لنحضر حفل تخرج"ليزا"معاً |
Kitap raporum hakkında konuşmak için okula gidiyorduk. | Open Subtitles | اتتذكر مالذي حدث؟ كنا ذاهبين للمدرسة |
Biz aa, sığınağa gidiyorduk. Bu parti yiyeceklerini dağıtmak için. | Open Subtitles | كنا ذاهبين لأعطاء الملجئ طعام الحفلة |
Firariyi yakalamak için gidiyorduk. | Open Subtitles | كنا ذاهبين للإمساك بذلك الإرهابي |
O sabah Pete, John, ben hepimiz kalktık, giyindik arabalarımıza bindik - üç ayrı arabaya çünkü doktora gidip bileğine ne olduğunu öğrendikten sonra işe gidecektik. | TED | في ذلك الصباح، أنا وبيت وجون إستيقظنا، غيرنا ملابسنا وركبنا في السيارات ثلاث سيارات مختلفة لأننا كنا ذاهبين إلى العمل بعد موعد الطبيب لمعرفة ماذا حدث لرسغ بيت. |
Parkta koşmaya gidecektik ama son anda bir müşteri toplu görüşme istedi. | Open Subtitles | كنا ذاهبين لنركض في المنتزة وفي ... اللحظة الأخيرة |
- Kahvaltı yapmaya gidecektik. | Open Subtitles | كنا ذاهبين لتناول الافطار. لكن القاعدةَ |
Eğer biz toplantılara gidiyor olsaydık, Amerikalılarla beraberdik... | Open Subtitles | إذا كنا ذاهبين لحضور اجتماعات الاستدعاءات () ، كان مع الاميركيين... |