Kendimiz için o kadar mutluyduk ki aralarında neler olduğunu hiç sormadık. | Open Subtitles | كنا سعيدين جداً من أجل نفسينا لم نسأل أبداً عمّا حدث بينهما |
Ailemle orada yaşıyorduk, çok mutluyduk. | Open Subtitles | كنت اعيش هناك مع والدي و كنا سعيدين جدا لكن عندما توفى وابي و امي |
Beraber iyi bir hayatımız vardı. mutluyduk beraber. | Open Subtitles | لقد حضينا بحياة جيدة معاً، لقد كنا سعيدين |
Yeterince mutluyuz, sen ve ben. | Open Subtitles | . كنا سعيدين بما يكفى , أنتى و أنا |
Sizin barıştığınızı düşündük, bunu duyunca çok sevinmiştik. | Open Subtitles | لقد ظننا أنكم تصالحتم و كنا سعيدين بسماع هذا الخبر |
Hatırlıyor musun buraya ilk taşındığımızda ne kadar mutluyduk? | Open Subtitles | هل تذكرين كيف كنا سعيدين أول ما انتقلنا هنا؟ |
Son zamanlarda ne kadar da mutluyduk. | Open Subtitles | الحقيقة هي أننا كنا سعيدين جداً مؤخراً |
Sonunda iletişim kurduğunuz için burada çok mutluyduk. | Open Subtitles | هانحن كنا سعيدين لكونكم أخيرا تتواصلون |
Jai mutluydu. Biz de Jai için mutluyduk. | Open Subtitles | جاي كان سعيدا ونحن كنا سعيدين من اجله |
Bizi bulmaya geldiğin zaman mutluyduk. Değil mi? | Open Subtitles | تعلم، كنا سعيدين عندما وجدتنا. |
Bak ne kadar mutluyduk! Görüyor musun? | Open Subtitles | أنظر كم كنا سعيدين حينها أترى ذلك؟ |
Eve geldiği için çok mutluyduk. | Open Subtitles | كنا سعيدين جداً أنه عاد إلى المنزل. |
Gerçekten mutluyduk. | Open Subtitles | كنا سعيدين للغاية |
Evet ama Debra ile ben mutluyduk. | Open Subtitles | أجل لكن أنا وديبرا كنا سعيدين |
Uzunca bir süre Francoise Hardy' yle uyudum. Çok mutluyduk. | Open Subtitles | لمدة طويلة نمت مع (فرانسيس) كنا سعيدين جداً |
Sebastian... Biz de mutluyduk. | Open Subtitles | لقد كنا سعيدين يا سباستيان |
Her şeyi Jay ayarladığı için çok mutluyuz. | Open Subtitles | لذلك كنا سعيدين أن جاي خطط للأمر بكامله |
O kadar mutluyuz ki. | Open Subtitles | ، كنا سعيدين للغاية |
Tabii ki mutluyuz! | Open Subtitles | - حسناً , بالطبع كنا سعيدين |
Walt'ınki gibi çok iyi bir haber değildi koşullar farklıydı, ama sevinmiştik havalara uçuyorduk. | Open Subtitles | أقصد أنّها لم تكن أخبار مبشرة (بالكامل مثل (والت ظروف مختلفة، لكننا كنا سعيدين كنا في سعادة غامرة |
Dünya evine girdiklerinde sevinmiştik. | Open Subtitles | عندما تزوجا كنا سعيدين |
Hem senin geleceğini biliyorduk. sevinmiştik. | Open Subtitles | - لا, عندما علمنا بقدومك كنا سعيدين . |