Kendi yerim var. Ve ondan önce, bir kadınla yaşıyordum. | Open Subtitles | كلاّ، لديّ منزلي الخاص وقبل ذلك، كنتُ أعيش مع امرأة |
Babamla yaşıyordum, ama babam fazla dayanamıyordu... | Open Subtitles | كنتُ أعيش مع والدي، لكنّه ليس أباً صالحاً. |
Eski sevgili diye bir şeyin olmadığı bir dünyada yaşıyordum. | Open Subtitles | كنتُ أعيش في عالم ، لا يوجد به أشياء كـ الصديقات السابقات |
Geçen yılın bir kısmında çukurda yaşarken bir kaç sıçan arkadaşım olmuştu. | Open Subtitles | حسناً، أنا .. أنا كنتُ أعيش في حفرة في أفضل جزء من العام الماضي. |
O İspanya'da yaşarken kaptığım bir cümle. | Open Subtitles | إنّها عبارةٌ سمعتُها ''عندما كنتُ أعيش في ''اسبانيا. |
Ama aynı değiliz. Hmm. Vebir zamanlar arabada yaşardım. | Open Subtitles | أنا و أنتِ ، لكنّنا لسنا كذلك. أنا أيضاً كنتُ أعيش بداخل سيارتي. |
Eskiden yaşadığım yeri hatırlatıyor. Nasıl yaşamaya zorlandığımı hatırlatıyor. | Open Subtitles | إنه يذكرني بكيف كنتُ أعيش كيف كنتُ اجبر على العيش |
Daha önce de dışarıda yaşıyordum. | Open Subtitles | لقد كنتُ أعيش في العالم الخارجي من قبل، وأنا جاهزة لذلك |
İki yıl önce arabamda yaşıyordum be. | Open Subtitles | تباً، قبل عامين، كنتُ أعيش في سيارتي. |
Bir kaç yıl önce Naomi adında bir kızla beraber yaşıyordum. | Open Subtitles | كنتُ... أعيش مع هذه المرأة، ناعومي منذ عامين |
Ben, o sırada Orta Amerika'da yaşıyordum. | Open Subtitles | كنتُ أعيش في أمريكا الوسطى في ذلك الوقت |
Bunca zamandır, ödünç yaşıyordum bu hayatta, değil mi? | Open Subtitles | كنتُ أعيش في عالم مستعار أليس كذلك؟ |
Savaş sona ermesinin ardından yolumdan sapmış ve malum bir yakuzanın metresi olarak yaşıyordum. | Open Subtitles | مباشرةً بعد إنتهاء الحرب، أنا خُدعت و كنتُ أعيش كعشيقة لرجل "ياكوزا" معين |
Benimle tanıştığında yarım bir hayat yaşıyordum. | Open Subtitles | كنتُ أعيش نِصف حياة حين قابلتِني |
Tüm bunlar olmadan önce, New York'ta yaşıyordum. | Open Subtitles | قبل حدوث كُل هذا كنتُ أعيش في مدينة "نيويورك" |
Amcamla beraber yaşıyordum. | Open Subtitles | لقد كنتُ أعيش مع عمّي |
Ben burada yaşarken hayvanlar kontrol edilirdi. | Open Subtitles | عندما كنتُ أعيش هنا, كنا نُبقي حيواناتنا تحت السيطرة |
Mescalero'larla yaşarken onları yapmayı öğrenmiştim. | Open Subtitles | تعلمتُ صناعتها عندما كنتُ "أعيش مع "الميسكاليرو |
Burada yaşarken ve bir mağarada uyurken gelip beni kurtardığına dair rüyalar görürdüm. | Open Subtitles | عندما كنتُ أعيش هنا وأنامفي كهف... كنتُ أحلم بقدومك لإنقاذي |
Daha öncesinde hayatımı sanki her şeyi biliyormuşum gibi yaşardım. | Open Subtitles | قبل هذا، كنتُ أعيش أيامي وفي فكري... أنّي محيطة علمًا بكلّ شيء |
Sonra ailem onları yaşadığım yere yönlendirdiler, geldiler, dediler ki | Open Subtitles | و بعدها أهلي قالوا لهم أينَ كنتُ أعيش. و عندها ظهروا و قالوا, |
Beni hasta ediyorsun. Benim yaşadığım gibi görmek istiyorum seni, barakada uyurken. | Open Subtitles | لكم أتمنى رؤيتك تعيش كمـا كنتُ أعيش في العراء! |