Oturma odasının ortasında öylece duruyordum... ve banyonun kapısı da açıldı. | Open Subtitles | لذا، كنت أقف فى منتصف غرفة المعيشة وكان باب الحمام مفتوح |
Oturma odasının ortasında öylece duruyordum... ve banyonun kapısı da açıldı. | Open Subtitles | لذا، كنت أقف فى منتصف غرفة المعيشة وكان باب الحمام مفتوح |
Orada duruyordum, TV'yi tutuyordum. Sonunda ses şöyle dedi: | Open Subtitles | كنت أقف هناك و انا أحمل التلفاز ثم قال الصوت أخيرا |
Tarihin en büyük sanal gerçeklik oyununun kopyasını almak için sırada bekliyordum. | Open Subtitles | لقد كنت أقف في الصف لشراء نسخة لأكبر لعبة للواقع الخيالي في التاريخ |
İşte, dün postahanede sırada beklerken şöyle bir çevreme baktım. | Open Subtitles | حسنا ، لقد كنت أقف في طابور مكتب البريد أمس ونظرت حولي |
Üstgeçitte durup geçenlere bilgisayar atmam gibi. | Open Subtitles | كالمرحلة التي كنت أقف بها على الجسر وألقي أجهزة الحاسوب بالطريق السريع |
Bazen metroda dururdum. | Open Subtitles | لكني كنت أفكر بالتخلّص من نفسي كنت أقف في النفق أحياناً، |
Ölü bir karanlığın kenarında dururken nihayetinde sözlerinin anlamını kavradım. | Open Subtitles | عندما كنت أقف على حافة الموت، فهمت أخيراً معنى كلماته |
Evet, Hugo. Tetiği çektiğimde tam senin durduğun yerdeydim. | Open Subtitles | نعم ياهيوغو كنت أقف بالمكان الذي تقف عليه عندما ضغطت الزناد |
O an, Castlemaine topluluğunun 20 yıldır bana büyük destek verdiği salonda durduğum andı, bu topluluk işimi desteklemişti, orada futbol oynamıştım, tiyatro yapmıştım, bana verdikleri şey için çok minnettardım. | TED | في تلك اللحظة كنت أقف في صالة المجتمع في هذا المكان حيث يجتمع مجتمع كاستيل ماين والذي مد لي يد العون لمدة عشرين سنة، هذا المجتمع دعم عملي، لقد لعبت هناك كما قمت بالمسرح، كنت شكورًا لمعروفهم. |
3. sınıf Matematik dersinde, sınıfın arkasında dikiliyordum. dikiliyordum çünkü zırh oturmama izin vermiyordu. | TED | في حصة الرياضيات الثالثة، كنت أقف في الجزء الخلفي للفصل، وأقف في الجزء الخلفي للفصل لأنّ الدرع لم يسمح لي بالجلوس. |
Neler oldu anlamadım. Öylece duruyordum. | Open Subtitles | أنا لا أعرف مالذي حدث أنا فقط كنت أقف هناك |
Bir dakika önce şurada duruyordum ama sen kim olduğumu bilmiyordun. | Open Subtitles | كنت أقف هناك ..قبل لحظات ولم تعرفي من أكون |
Bakın, ateş emri vermedim, efendim. Yemin ederim. Ben,adamların önünde duruyordum. | Open Subtitles | اسمع، أنا لم أعطي أي أمر بإطلاق النار سيدي أقسم على ذلك، كنت أقف أمام الرجال |
Bir trenin penceresinde duruyordum, kuzeye koleje gittiğimde. | Open Subtitles | كنت أقف على نافذة القطار عندما ذهبت شمالًا إلى الجامعة |
Birinci kalede duruyordum, birinin bana sayı yaptıracak topu atmasını bekliyordum. | Open Subtitles | لقد كنت أقف في القاعدة الأولية والأفراد أوقعوني واحضروني للمنزل |
Orada duruyordum ve etrafa bakıyordum. O salondaki alkol, uyuşturucu, parasal durum, kumar, aile içi istismar, zorbalık, tacizle mücadele eden insanlara anlatabilirdim. | TED | ولكن، كنت أقف هناك، ملقيًا أنظاري في أنحاء الصالة استطعت أن ألاحظ في تلك الصالة أولئك الذين يعانون من مشاكل كحول ومخدرات ومالية وقمار وعنف منزلي وتنمر وتحرش. |
Bogotá Colombia'da öylece köşede bekliyordum... | Open Subtitles | كنت أقف في زوايا مباني "بوغوتا" في "كولومبيا" |
Finale kalmıştım ve sıramı bekliyordum. | Open Subtitles | عندما وصلوني للدّور النّهائي، كنت أقف هناك أنتظر دوري . |
Bu sabah çörek sırasında beklerken gişedeki adamlardan biri bana baktı. | Open Subtitles | كنت أقف في الطابور هذا الصباح في متجر الدونات |
Hastanede acil servisin dışında durmuş beklerken doktor dışarı çıkıp karşıma geçmişti. | Open Subtitles | كنت أقف خارج غرفة الطوارىء بالمستشفى عندما خرج الطبيب وقابلنى |
Örneğin, önceden olsa burda durup bunları dinlemem gerekirdi ama şimdi düşünüyorum da, 'hayır'. | Open Subtitles | فمثلاً، في السابق كنت أقف هنا وأستمع لهذا الكلام ولكنني أفكر الآن .. لا |
Babamın ayaklarının üzerinde dururdum ve oturma odasında vals yapardık. | Open Subtitles | كنت أقف على أصابع قدمه وهو يقوم بمراقصتى الوالز فى أركان الغرفة |
Ve hemen sonra, amcam ben yanında dururken vuruldu. | TED | في وقت قصير، بينما كنت أقف بجانب عمي، تلقى طلقة ناريه |
Evet, Hugo. Tetiği çektiğimde tam senin durduğun yerdeydim. | Open Subtitles | لقد كنت أقف في مكانك عندما أطلقت النار |
Uçak durduğum yere geldi. | TED | لقد أقلتني الطائرة إلى حيث كنت أقف. |
Sıcak bir Florida gecesi dışarıda dikiliyordum ve okyanustan birkaç mil uzaktaydım. | TED | فقد كنت أقف بالخارح في إحدى ليالي الصيف الحارة في فلوريدا وعلى بعد أميال قليلة من المحيط. |