"كنت دائماً" - Translation from Arabic to Turkish

• Sen hep
• Ben hep
• Sen her zaman
• Ben her zaman
• Her zaman olduğu
• Her zamanki
• Sürekli
• Her zaman olduğun
• Seni hep
• her zaman onun
• daima
• çalışırdım

Baban bize ilk kılıç oyununu öğrettiğinde Sen hep daha iyi öğrenci oldun.
عندما كان أبوك يعلمنا المبارزة كنت دائماً التلميذ الأفضل

Ve Sen hep asi olmuştun, ama bence sen değişimden korkuyorsun, Shawn... yoksa bana mı öyle geliyor?
وأنت كنت دائماً متمرد لكن أعتقد أنك خائف من التغيير شون أَو هل هو فقط

Ama Ben hep tembelim, hep korkağın biriyim.
لست مجبرة، لكني كنت دائماً كسولة كثيراً أو خائفة كثيراً وما شابه

Sen her zaman sevgili tipiydin. Sanırım hâlâ öylesin.
لقد كنت دائماً من النوع المحب أعتقد أنك لا زلت كذلك

"yu izliyorduk. Ben her zaman o genel kültüre takıntılı bir çocuk olmuşumdur.
ولقد كنت دائماً من الأطفال المهووسين بالإشياء التافهة

Hayır, baba. Her zaman olduğu gibi sıkıldım.
لا ابي , انا فقط اشعر بالملل كما كنت دائماً

Bu minibüste ikimiz varız, ama ben Her zamanki benim ve yanımda olmana ihtiyacım var.
وأنّنا بمفردنا في هذه الشاحنة الغبية. ولكني نفس الشخص كما كنت دائماً. وأريدك بجواري الآن

Sürekli onu memnun etmeye çalışırdım. Memnun olmazsa diye korkardım.
كنت دائماً إحاول إرضاؤه وأخاف من أن أفشل في ذلك

Giydiğin renkleri değiştirebilirsin ama derinde Sen her zaman olduğun acımasız orospu çocuğu olacaksın.
لا تستطيع أن تقوم .. بتغيير اللون الذى ترتديه ,و لكن فى أعماقك .. ستظل دائماً تهدد نفسك بعدم الأمان كما كنت دائماً

Ona göre, Sen hep genç efendiydin, tam olarak efendisi olmadın.
بالنسبةِ لهُ، كنت دائماً السيد الشاب، ليس أبداً الرئيس

Tanrım yumuşuyor olmalıyım. Çünkü Sen hep benim favorimdin.
يا إلهي لابد إنني ضعفت لقد كنت دائماً المفضل لي

Sen hep Sürekli yarışıp kaybeden adam oldun.
كنت دائماً الرجل الآخر و الذي لا يذكر اسمه و أحد المشاركين

Ben hep çirkindim. Herkesi hep korkuttum.
لقد كنت دائماً قبيحاً إننى أخيف الناس دائماً

Ben hep soyguncu olmak istedim. Kelepçelenmek isterdim.
كنت دائماً أنا اللص, و كنت دائماً مُقيّد

Fakat bu gerekli değildi, çünkü Ben hep ordaydım.
ولكنه لم يكن ضرورياً لكوني كنت دائماً موجودة.

Sen, her zaman gülüp geçmeyi başarabiliyorsun.
كنت دائماً قادراً على حل المشاكل بالمزحة

Ben her zaman sınıf birincisi olurdum.
. لقد كنت دائماً الأولي في الصف في الثانوية

Her zaman olduğu gibi kötü bir niyetim yoktu.
كانت حسنة كما كنت دائماً عندما كنا أطفال

Her zamanki gibi bencil bir korsandan başka bir şey değilsin.
ما تزال القرصان الأنانيّ نفسه كما كنت دائماً

Bana göre,şevkat,çoğu kez,vermek ile ilgili... ...çünkü,Sürekli yükümlü oluyorsunuz ya da... ...her zaman yaptığınız bir şey.. ...ya da,sizi incitene kadar... ...her zaman verici oluyorsunuz.
بالنسبة لي، الصدقة غالباً هي العطاء، لأنه من المتوجب عليك، أو بسبب ما كنت دائماً تفعل، أو إعطي حتى تؤلم.

Şimdiyse, hala aynı olduğunu görebiliyorum... Her zaman olduğun gibi, aynı kaba ve küstah şehvet düşkünüsün.
أرى الآن أنك مازلت . نفس الوقح , متعالى الرغبة . لقد كنت دائماً كذلك

Seni hep koruyordum, kahrolası hataların yüzünden arkanda durdum.
لقد كنت دائماً أحميك لقد أدافع عن أخطاءك

Ben her zaman onun yanındaydım. İyi günde de, kötü günde de.
لقد كنت دائماً معه في الأوقات الجيدة والسيئة

daima yakalanma ve geri gönderilme korkusu vardı içimde.
كنت دائماً قلقاً حول امكانية القبض علي و اعادة ارسالي