O öldürüldüğü sırada fotoğraf çeken Mary Moorman'ın yanında duruyordum. | Open Subtitles | كنت واقفة بجانب ماري مورمان التي ألتقطت له صورة عندما قتل |
Şurada duruyordum... ve çocuğun annesinin ona "G" harfini söylediğini gördüm. | Open Subtitles | لقد كنت واقفة بالخلف هناك و رأيت أم هذا الطفل تعطيه حرف جي |
O şantaj yaparken ben kapının hemen dışında duruyordum. | Open Subtitles | كنت واقفة بالخارج أمام الباب عندما قامت بذلك |
Elimde penis parçasıyla duruyordum ve tek düşünebildiğim şuydu: | Open Subtitles | قضيب مقطوع كنت واقفة هناك ممسكة قضيب مقطوع في يدي وكل ما كنت أفكر هو |
Dün gece burada durdum ve sizi merdivenlerden duydum. | Open Subtitles | كنت واقفة هنا ليلة البارحة وسمعت ما تقولونه في الأعلى |
3 yıl önce, 4 numaralı Çernobil nükleer reaktöründen yaklaşık 91 metre uzaklıkta duruyordum . | TED | قبل ثلاث سنوات، كنت واقفة على بعد حوالي مئة ياردة من تشيرنوبل! المفاعل النووي رقم 4. |
Tuvalette ayakta duruyordum, çünkü oturamadım bile, çünkü tuvalet kağıdı düşmüş, her yerde çamur vardı ve çok kötü kokuyordu. | TED | كنت واقفة في الحمام لأنني لم أستطع حتى الجلوس، لأن مناديل الحمام كانت قد نفذت، كان هناك طين في كل مكان، ورائحته سيئة جدًا. |
Bir kaç yıl önce, büyüdüğüm şehirdeki bir gıda marketindeydim kuzeydoğu Pennsylvania'da o malum kırmızı bölgedeydim, bir kasa domatesin başında duruyordum. | TED | منذ سنوات عدة كنت في السوق المحلي للقرية التي ترعرت فيها في تلك المنطقة الحمراء في شمال شرق بنسلفانيا حيث كنت واقفة عند كومة من الطماطم |
Çok çabuk oldu. Tam orada duruyordum. | Open Subtitles | لقد حدث بسرعة جدا أنا كنت واقفة هناك |
duruyordum, arkamda gölge gördüm. Arkama döndüm. | Open Subtitles | كنت واقفة, و رأيت ظلاً خلفي, إستدرت, |
Ben burada duruyordum ve ışıklar tam burada ortaya çıkıverdi. | Open Subtitles | كنت واقفة هنا تماماً! و الضوء ظهر هناك تماماً! |
Herkesin kayıt yaptığı yerde duruyordum ve burada ne işim var diye düşündüm. | Open Subtitles | كنت واقفة هناك حيث أي شخص يقوم بالتسجيل وفكرت، ماذا ... |
Waterloo İstasyonu'ndaki saatin altında duruyordum ve Jack adlı bir adam beni ilk kez bulaşacağı randevulusuyla karıştırdı. | Open Subtitles | لقد كنت واقفة تحت ساعة محطة "واترلو عندها ناداني شخص اسمه "جاك معتقداً على سبيل الخطأ أنني رفيقة موعده المنشودة |
Yukarıda ayakta duruyordum. | Open Subtitles | لقد كنت واقفة بالأعلى هناك, |
Tam şurada duruyordum. | Open Subtitles | لقد كنت واقفة هنا هنا تماما |
Dün gece rüyamda, çölün ortasında duruyordum, evim boynuma bağlanmış vücudum ağırlığıyla eziliyor, ev alevler içinde yanıyor ve alevler ip boyunca ilerliyor ve ve tam boynuma ulaşacaklarken, uyanıyorum ve anlıyorum ki anlıyorum ki, bu evden kurtulmak zorundayım. | Open Subtitles | بالأمس في حلمي، كنت واقفة وسط الصحراء وبيتي كان مربوطاً حول عنقي وجسدي ينهار بسبب وزنه، وكان مغموراً باللهب، واللهب كان... يتسلق الحبل و... |
Burada duruyordum. | Open Subtitles | لا شيء كنت واقفة هنا |
Hemen hemen burada duruyordum. | Open Subtitles | إذن لقد كنت واقفة تقريبًا هنا |
Kardeşim ve arkadaşımla dikilip durdum. | Open Subtitles | كنت واقفة هناك مع أختي ومعكلأصدقائي... ومع كل هؤلاء الأشخاص الذي من المفترض أنهم يعرفوني |
Bir süredir, burada durdum. | Open Subtitles | منذ قليل , كنت واقفة هناك |