"كنوع" - Translation from Arabic to Turkish

    • çeşit
        
    • tür
        
    • nevi
        
    • olsun diye
        
    • gibiydi
        
    • olarak mı
        
    Ve böylece siber-suçlular CarderPlanet bir çeşit süpermarket olmaya başadı, TED و لذلك أصبح كاردر بلانت كنوع من المتاجر لمجرمي الانترنت.
    bir tür sebep olma, bir çeşit insandan insana bulaşma. TED كنوع من التقليد ، نوع من الإنتقال من شخص لآخر.
    Yada onları şekere batırıp bir çeşit tatlı adı altında servis yapabilirsin. Open Subtitles ويمكن أن تنثر عليها مسحوق السكر ويمكن أن تقدم كنوع من الحلوى
    Bu ışık tellerini üretir, muhtemelen bir tür savunma olarak. TED انها تنتج حزماً من الضوء كنوع من انواع الدفاع عن النفس
    Beyinlerimizin daha iyi görmesi için, bir nevi insani sezgilerimizi tatmin etmek adına RGB (kırmızı-yeşil-mavi) kullanıyor olmamız komik. TED ومن المضحك أننا نستخدم آر جي بي فقط كنوع من الإرضاء لحدسنا الإنساني، حتى نستطيع أن نرى أدمغتنا بشكل أفضل.
    Sen bile değişklik olsun diye olmadığın bir kişi gibi giyineblirsin. Open Subtitles طبعاً يمكنكم ارتداء ملابس غير التي ترتدونها عادة كنوع من التغيير
    Şifrenin altındaki bu kod orada bir çeşit imza olarak duruyor. TED تلك الشفرة هناك اسفل الترميز كنوع من التوقيع
    Kanaryalar bir çeşit biosensör gibi madenlerde kullanılırlardı. TED كان يتمّ استخدام طيور الكناري كنوع من أجهزة استشعار للعوامل البيولوجية في المناجم.
    Bir topluluğun bir çeşit ortak aklı olarak düşünebilirsiniz, ama çok özel bir tür topluluk. TED يمكن أن تفكر فيها كنوع من أنواع حكمة الجماعة و لكن نوع خاص من الجماعات
    Kanserin bu kötü huylu türlerini bir çeşit çizgi romandaki kötü karakterler olarak düşünebiliriz. TED يمكننا التفكير في أن هذه الأنواع السرطانية العدوانية هي كنوع من الأشرار ذوي القوة الخارقة في كتاب فكاهي.
    Fakat siz bu çağrışımları yaptığınızda, bunların bir çeşit sinerji içerisinde hikayede bir araya gelmesini istiyorsunuz, ve bulduğunuz şey önemli olan şeydir. TED ولكن عندما تقوم بفعل هذه المزاملة، تريدها أن تاتي كنوع من التناسق في القصة، وما ستجده هو ما يهم.
    Ama onu bir çeşit büyük organizma olarak da düşünebiliriz. TED لكن يمكن التفكير بها كنوع من الكائنات الضخمة.
    Yani başta konuşma vardı, daha sonra yazı geldi, bir tür beceri şeklinde. TED إذا أولاً أتى الكلام ، ومن ثم أتت الكتابة كنوع من المهارة
    Bu bir tür kasıtlı beceriksizlik şiiridir. TED انه كنوع من الشعر الخاص بالغرابة المقصودة
    Anatomik olarak modern insanlar 200.000 yıldır var; yani modern, ayrışmış bir tür olduğumuz bu zamanın en fazla %5'inden bahsediyoruz. TED الإنسان الحديث "الحالي" موجود منذ حوالي مئتا ألف سنة, إذا فنحن نتكلم عن خمسة بالمائة تقريبًا من عمرنا كنوع متطور منفصل
    Bilimi de bir tür jüri olarak düşünebiliriz, ama çok özel bir tür jüri. TED يمكننا أيضا أن نتصور العلم كنوع من هيئة المحلفين و لكنها هيئة خاصة جدا من المحلفين
    Reebok için ayakkabı da yaptım, kıyafet için bir nevi hobi olarak. TED صممت أحذية لشركة ريبوك كذلك، كنوع من الهواية في الاكسسوارات.
    Ne kadar aptalca da gelse onları bir nevi mastürbasyon şekli olarak görüyordum. Open Subtitles إنها حماقة، كنت أراهم كنوع من الأستمناء له
    Takmaya zorladılar, bir tür şaka olsun diye. Open Subtitles لقد ارغمونى على ارتداؤه وجعلوا ذلك كنوع من الدعابه
    Vov dostum, bu dövüş sanatların en üst düzeyi gibiydi. Open Subtitles رائع,يارجل. هذا كان كنوع من أنواع الفنون العسكرية
    Avlarını deliklerinden çıkarmaya mı çalışıyorlar yoksa bunu bir iletişim yolu olarak mı kullanıyorlar emin değildim. Open Subtitles ولم أكن متأكّداً .. هل كان الحيوان يحاول تنظيف الفريسة أم إنه كان يستخدمه كنوع من الإتصال

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more