"كنيستهم" - Translation from Arabic to Turkish

• kiliselerini
• kilise
• kiliseleri
• kiliselerinin
• kiliselerinde

Onları tehdit ettin, kiliselerini istismar ettin ve şimdi de sevdikleri her şeyi yerle bir etmek istiyorsun.
لقد هددتهم , ولقد إستغليت كنيستهم والآن تحاول بأن تدمّر كل شيءٍ يحبونه.

Doğayı, ilahi bir kilise gibi görebilmelerini.
الذين إعتنقوه مع كل ما حولهم. كانت الطبيعة بمثابة كنيستهم المقدسة.

Sonra bunların çıktısını alıp kilise topluluğundaki her üyeye dağıttı.
ثم قام بطباعتهم وتوزيعهم على كل اعضاء كنيستهم

Baptistler etrafta koşuşturuyor çünkü kiliseleri yanıyor.
لقد جن جنون المعمدانيين السبب اضرام النار في كنيستهم

kiliselerinin çan sesini 284 yıldır ilk kez duyuyorlar.
إنهم يسمعون قرع أجراس كنيستهم لأول مرة منذ 284 عام.

Ben olmasaydım kimse kiliselerinde ve bodrumkatlarında ne haltlar olup bittiğini bilmiyordu.
لو لم أكن هنا ما كان لأحد أن يعرف ماذا يفعلوا في كنيستهم أو في قبوهم

Tabii ki, seyahatlerimde çocuklarından hetero olmadıkları için kanunen ayrılan insanlarla tanıştım fakat çocukları lezbiyen olduğu için kiliselerini değiştirmiş Güney Vaftizcileri'yle de tanıştım.
بالطبع، في سفري قابلت اناسا قانونيا الغوا ابوتهم لاطفالهم المثليين وايضا قابلت اشخاصا بروتستنت من الجنوب غيروا كنيستهم لان ابنتهم مثلية.

Bugün, San Pietro Meydanı'nda inananlar, aralarından başka birinin, son yıllarda değişim ve çöküşle parçalanmış kiliselerini tekrar birleştirebilecek bir lider olması için dua ediyorlar.
اليوم , في ميدان القديس بيتر... يدعو المخلصون أن يكون بينهم قائد آخر يستطيع توحيد كنيستهم...

Bugün, St. Peter Meydanı'ndaki kalabalıktan içlerinde son yıllardaki değişim ve çöküş nedeniyle iyice bölünmüş kiliselerini yeniden birleştirebilecek başka bir lider olduğu için iman dolu dualar yükseliyor.
اليوم , في ميدان القديس بيتر... يدعو المخلصون أن يكون بينهم قائد آخر يستطيع توحيد كنيستهم...

1980'lerin ortasında B.D. ve kocası Jeremy Hyman Yeniden Doğan Hristiyanlar olup kendi kiliselerini kurdular. 1985'te annesiyle olan zorlu ilişkisi üzerine bir biyografi yayınladı.
في منتصف الثمنانينات بي دي و زوجها جيرمي، افتتحوا كنيستهم الخاصة المسيحية. في 1985 أطلقت مذكرات عن علاقتها الصعبة مع أمها.

kiliseleri çöktüğünde ben yaptırdım.
عندما سقط برج كنيستهم قمت بإعادة بنائه

Ancak, Jared ve Gracie'nin ikisine de eski kiliselerinin üyeleri tarafından baskı yapıldığını söyleyeceğim.
أنا سأقول، على أية حال، الذي كلا جاريد وجرايسي... إضطهد من قبل الأعضاء كنيستهم السابقة.

- kiliselerinin üyeleriyle birlikte.
-بالإضافة لإعضاء من كنيستهم .

Onlar ise Paskalya Bayramını kendi kiliselerinde kutluyorlar.
ويحتفلون -ايضا- بعيد الفصح في كنيستهم الخاصه.