En sonunda da, bir çeşit elektromanyetik sinyaller aracılığıyla varlıklarını kasıtlı olarak veya başka bir şekilde ortaya koyduklarını düşünürdünüz. | TED | عن وجودها، عن عمد أو غير عمد، من خلال إشارات كهرومغناطيسية من نوع ما. |
Bunlar, nesnelerden seken ve gözlerimizin arkasındaki özel alıcılara çarpan ışık dalgaları, elektromanyetik ışınımlar. | TED | إنها موجات ضوئية وإشعاعات كهرومغناطيسية تنعكس على الأجسام ثم تصطدم بمستقبلات معينة في الجزء الخلفي من أعيننا، |
elektromanyetik bir fırtınada bir pilotu arıyorduk. | Open Subtitles | كنا نبحث عن طيار فقد في عاصفة كهرومغناطيسية |
Konu şu ki mekanizma metalik bir alaşımdan yapıldı, elektromanyetik bir sinyal gönderirsek onu bulabiliriz. | Open Subtitles | إنها قصة طويلة .. الفكرة هي أن آلية مصنوعة من سبيكة معدنية. تبعث تواقيع محددة عندما تضرب مع إشارة كهرومغناطيسية. |
Emrettiğiniz gibi, aynamı Galapagos'a devasa elektromanyetik darbe ateşleyecek şekilde ayarladım. | Open Subtitles | بناءً على أوامرك, عدلت مرآتي لتطلق نبضة كهرومغناطيسية هائلة على جزر غالاباغوس |
elektromanyetik puls bombası denen bir aleti patlattılar. | Open Subtitles | .لقد فجروا شيئاً يسمى قنبلة كهرومغناطيسية |
Ama filmde dendiği gibi, burası elektromanyetik bir istasyon. | Open Subtitles | لكن الفيلم يقول أن هذه محطة كهرومغناطيسية |
elektromanyetik bir güç yayarak 45m içindeki tüm elektronik cihazları durduracak. | Open Subtitles | تطلق ذبذبة كهرومغناطيسية توقف عمل أي جهاز إليكتروني في محيط 50 ياردة |
Denetimli bir pozitif elektromanyetik enerji patlaması yaratabilirsek belki de dengeyi sağlayabiliriz. | Open Subtitles | إذا تحكمنا بإختلاق إندفاع لطاقة كهرومغناطيسية إيجابية قد نقدر على إلغاءه |
O adam, bu dünyada bir elektromanyetik kazadan kurtulabilen bildiğim tek insan. | Open Subtitles | هذا الرجل هو الوحيد الذي لديّ دراية عنه في العالم أجمع.. والذي نجى من كارثة كهرومغناطيسية. |
Çok güçlü elektromanyetik akım ölçüyorum. | Open Subtitles | أقرأ قوي غير عادية لتيارات كهرومغناطيسية |
Biz şu an konuşurken, bir dünya dışı alet tüm gezegenin elektromanyetik enerjisini biriktiriyor. | Open Subtitles | هناك جهاز خارج الأرض يكدس الكوكب بأسره بطاقة كهرومغناطيسية |
elektromanyetik şok dalgaları tarafından vuruluyorum. | Open Subtitles | أتلقى ضربات بموجات كهرومغناطيسية النظام يحترق |
Ve tek bir elektromanyetik akım darbesi bölge içindeki bütün makinaları kapatacaktır. | Open Subtitles | ونبضة كهرومغناطيسية واحدة ستغلق أي آلة ضمن النطاق |
- Emin değilim. Lanet şey elektromanyetik darbe gibi bir şeye neden oldu. | Open Subtitles | ذاك النيزك اللعين أطلق موجة كهرومغناطيسية |
Sorun elektromanyetik bir darbe olduğunda devrelerde güç olmasıyla bitmiyor. | Open Subtitles | فأنه بمجرد إطلاق نبضة كهرومغناطيسية فلا يهم إن كانت تعمل الدوائر أم لا. |
O meteorda yeteri miktarda demirli metal varsa patlama sonucu elektromanyetik bir darbe oluşabilir. | Open Subtitles | حسنًا، إن كان بالنيزك تركيز عال كفاية منهم فلربما سبب ذاك الإنفجار نبضة كهرومغناطيسية |
Gözcümüzden haber getirdim. Meteor elektromanyetik darbeye neden olmuş. | Open Subtitles | وصلتني رسالة من مراقبنا، لقد بعث النيزك نبضة كهرومغناطيسية.. |
Belki elektromanyetik bir basınç uygularsam etkisini ortadan kaldırır. | Open Subtitles | ربما لو فجّرتُ نبضة كهرومغناطيسية فسألغي حركتك |
Burada zırhlı kapı ve elektromanyetik kilitler mevcut. | Open Subtitles | هذا المكان تم تصميمه بباب مصفح وأقفال كهرومغناطيسية. أنتِ آمنة هنا |
EMF, büyü torbası, gümüş hiç bir şey yok. | Open Subtitles | لم أعثر على موجات كهرومغناطيسية , أو أكياس تعويذات سحرية و لا فضة |
Tüm tarayıcılarımız güçlü bir elektro manyetik bir alan tarafından bloke edildi. | Open Subtitles | كل إشاراتهم محجوبة وقوية جداً ومحمية بمجالات كهرومغناطيسية |