Copernicus un tek sağlıklı bir gözlemi onun fikirlerini bir anda suyun dışına itmeye yetti de arttı. | TED | كما أنه استغرق رصد أمرا واحدا قويا من كوبرنيكوس لإحداث مفاجأة للخروج بفكرته تلك. |
En sonunda, Polonya'lı bir papaz olan Nicolaus Copernicus tarafından, 1543 yılında oldukça farklı bir açıklama yayınlandı. | Open Subtitles | وأخيرا فى عام 1543 ظهر تفسير مختلف جدا لحركة الكواكب الظاهرية تم نشره بواسطة رجل دين بولندى يدعى نيكولاس كوبرنيكوس |
Copernicus'un öğrencisiydi, matematikle ve harita yapımıyla uğraşırdı. | Open Subtitles | طالب كوبرنيكوس. نعم, بيت, انا اقرأ الكتب وهم يكبرون. |
Beş yüz yıl önce, Kopernik Dünya'nın yerine, kozmosun kalbine Güneş'i koydu. | TED | ومنذ 500 سنه قام كوبرنيكوس بإزاحة الأرض، ووضع الشمس في قلب الكون. |
Bunun önemli bir örneği, Batlamyus sisteminin yerini alan Kopernik modelinden. | TED | مثال هام لهذا يأتي من نموذج كوبرنيكوس و الذي حل في النهاية محل النموذج البطلمي |
Sonracığıma, Polonyalı astronom Nicolaus Copernicus tarafından geliştirilmiş bir güneş sistemi modeli. | Open Subtitles | و موديل النظام الشمسي الذي طور بواسطة "نيكولاس كوبرنيكوس" عالم الفلك البولندي |
Copernicus Güneş'in evrenin merkezi olduğunu keşfetti. | Open Subtitles | لقد اكتشف كوبرنيكوس أنّ الشمس كانت مركز الكون. |
Ama gelecek haftaki 4 ncü sayıda-- ...Copernicus fil hastalığını yazacaktı. | Open Subtitles | ولكن الأسبوع القادم العدد الرابع، (كوبرنيكوس) خلال أمراض الفيل. |
Yarın için bir rapor yazmanızı istiyorum Copernicus üzerine. | Open Subtitles | غداً، أريد أن أستلم تقريراً مكتوباً عن (كوبرنيكوس). |
Otobüs durağında bulduğum 3.sınıf bir Copernicus biyografisini okuduğumu göremiyorsun değil mi? | Open Subtitles | ألا ترى أني أقرأ سيرة ذاتية من الدرجة الثالثة، (عن كوبرنيكوس)، وجدتها في محطة الحافلات؟ |
Biliyorsun, Copernicus, Galileo... | Open Subtitles | تعرفي ، كوبرنيكوس ، غاليليو |
Ama sonra, Copernicus ve Galileo gibi öncü bilim insanları, aynı gözlemleri tanımlayan, çok daha basit ve devrimci bir model buldular. | Open Subtitles | (ولكن لاحقاً, علماء طلائعيين مثل (كوبرنيكوس) و (غاليليو إكتشفوا نموذج أبسط بكثير, و ثوري كُليّاً لوصف نفس الملاحظات |
- Çocukken Copernicus adında bir Japon balığım vardı. | Open Subtitles | حينما كنتُ صغيرة كانت لديّ سمكة زينة ذهبية من نوع (كوبرنيكوس) هل أنتِ جادّة ؟ |
Copernicus'a bakarsanız, evrenin merkezine Dünya yerine Güneş'i koymuştur. | Open Subtitles | إذا نظرت إلى (كوبرنيكوس)، حيث إنه وضع الشمس في مركز النظام الشمسي بدلاً عن الأرض. |
Copernicus'a bakarsanız, bilinen evrenin merkezine Dünya yerine Güneş'i koymuştur. | Open Subtitles | ,(أن نظرنا إلى (كوبرنيكوس حين صاغ ,الشمس هيَّ مصدر العالم المعروف |
Nicolaus Kopernik, Dünya evrenin merkezi değil, güneş, güneş sisteminin merkezi, Dünya, güneşin etrafında dönüyor, | TED | فعندما قال نيقولا كوبرنيكوس أن اﻷرض في الحقيقة ليست مركز الكون الشمس هي مركز النظام الشمسي و اﻷرض تدور حول الشمس |
Ve pek çok kimse bunun Kopernik modelinin yanlış olduğunu ispatladığını savundu. | TED | و أدى هذا لاعتقاد الكثيرين أن نموذج كوبرنيكوس قد فشل |
Kopernik ve Galileo da yanlış olduğumuzu keşfetti. | TED | وأكتشف كوبرنيكوس و غاليليو بأننا على خطأ |
Lakin 1543'te Kopernik adında bir adam farklı bir model öne sürdü. | TED | ولكن في عام 1543، رجل اسمه كوبرنيكوس اقترح نموذجا مختلفاً. |
Kopernik'in bu modeli aynen Ptolemy'nin kristal küreli modeli gibi düzgün çalışıyordu. | Open Subtitles | تم وضع نموذج كوبرنيكوس فى الإعتبار مثل نموذج بطليموس |
Katolik Kilisesi Kopernik'in bu çalışmasını daha sonra yasaklı kitaplar listesine koydu. | Open Subtitles | فى وقت لاحق قامت الكنيسة الكاثوليكية بوضع عمل كوبرنيكوس على قائمتها للكتب الممنوعة |