Onun fincanı... dudak izi. | Open Subtitles | انه كوبها ، احمر شفاه |
Evet, birinin fincanı yıkaması gerekiyor. | Open Subtitles | شخصاً ما تحتاج الي غسل كوبها. |
Sadece bardağına bir kaç damla. | Open Subtitles | لا لا لا ، ليس الدم فقط بضع قطرات في كوبها |
Katil bardağına zehir koyup, öldükten sonra da döküp, bardağı temizledikten sonra yerine kendi aldığı ucuz şarabı doldurmuş olabilir. | Open Subtitles | ربما القاتل وضع السم في كوبها وسكبه عند موتها ثم نظف الكأس وبدل النبيذ الجيد |
bardağına bakın. Yeşil olmuş. | Open Subtitles | و انظري الى كوبها الآن اصبح اخضر |
- bardağına. | Open Subtitles | في كوبها |