Balçıktan ve sazdan bir kulübe yapacağım orada; | Open Subtitles | إلى كوخٍ صغيرٍ مبنيٍّ هناك''، ''سياجه مِن الصلصال. |
Kuzey ormanında tuhaf bir kulübe olduğuna dair duyumlar var. | Open Subtitles | وردت أنباءٌ عن كوخٍ غريب في الغابة الشماليّة |
Her an içinde yamyam bir cadının olduğu pastadan bir kulübe bulacağız. | Open Subtitles | أي لحظة الآن، سنعثر على كوخٍ مصنوع من خبز الزنجبيل و به ساحرة تأكل لحوم البشر. |
Ya da bir barakada yaşayabilirim. | Open Subtitles | أو العيش فى كوخٍ. |
Grayson, biricik oğlum üniversiteyi bir kenara bıraktı ve 50 yaşında, kel bir adamla bir barakada yaşamaya başladı. | Open Subtitles | (غرايسون)، ابني الوحيد تركَ الكلّيّة و يُقيم في كوخٍ مع أصلعٍ بعمر لخمسين. |
Nereye gittiğimizi söyleyecek misin? Kardeşimin ve benim kullandığımız bir kulübe vardı. | Open Subtitles | -إلى كوخٍ اعتدتُ على الذّهاب إليه مع أختي . |
Dağda Grubes adında bir adama ait küçük bir kulübe var. | Open Subtitles | إنه في أعلى الجبل في كوخٍ صغير هناك (يمتلكه رجل يُدعى (قروبز |