Birinci sınıf kokain, fahişeler reşit olmayanlarla seksi de eklemeliyim. | Open Subtitles | كوكاين عالي الجوده و عاهرات و ممارسة الجنس مع الاطفال |
Bizi kenara çekti ve kasadaki masayı karıştırırken yarım gram kokain buldu. | Open Subtitles | سحبنا الى الخارج وبداء يتحرى في المنضده الخلفيه للحافله و وجد نصف غرام من كوكاين. |
Evinde 250 gram kokain bulundu. Bir sorunumuz var. | Open Subtitles | كان هناك نصف باون كوكاين فى بيتك,نحن فى مشكله كبيره |
Yani kokain alırken yakalanmak mı? | Open Subtitles | أعنى ,الأمساك بى فى محاولة شراء كوكاين ؟ |
Sanki o kokain yolculuğunu vajinanın merkezine yapmışsın. | Open Subtitles | يبدوا انك اخذت رحلة كوكاين الى مركز مهبلك |
kokain bağımlısı oldu çünkü ona hissettirdikleri çok hoşuna gitti. | Open Subtitles | نعم,طورت عادة كوكاين سيئة لأنها أحبت الشعور الذي جعلها تشعر به |
kokain gerçi bu. Bir seferlik bir şey. | Open Subtitles | كوكاين إذاً لابد وأنّها مجرد تجربة عابرة |
Her şeyden de biraz vardı yani. kokain, eroin, esrar, kristal. | Open Subtitles | .ومن كلِ نوع , كوكاين , هيروين , وإم كات , والحشيش , والكريستال والأي |
Hayır efendim. İçinde kokain olduğu besbelli olan bir paket arabanın ön koltuğunun altından çıktı. | Open Subtitles | كلّا , يا سيدي, هنالكَ كيسٌ يُتضح بأن كوكاين |
İşin içinde kokain yoksa koca bir gün sızdığım hiç görülmemiştir. | Open Subtitles | لا يُغمى عليّ لمدةِ يومٍ كامل إلا لو دخنت كوكاين قويّ جدًا. |
Bu rakamlara bakılırsa, maktul ölümünden saatler, belki de dakikalar önce kokain almış. | Open Subtitles | وبناء على هذه الأرقام نقول أن الضحية أخذت كوكاين خلال ساعات أو دقائق قبل الوفاة. |
Biliyorsun, internette kendinin kokain çektiği bir fotoğrafı görsen ne düşünürdün? | Open Subtitles | إذا رأيتِ صورةً لكِ على الانترنت وأنتِ تتعاطين الـ "كوكاين" ، بماذا ستفكرين ؟ |
kokain, hap, hatta biraz eter bile almıştı. | Open Subtitles | اشترت الـ "كوكاين" والأقراص وحتى بعض المنوّم |
Tabi, Güneş'in merkezine yapılan kokain yolculuğu gibidir - | Open Subtitles | طبعا , انه مثل رحلة كوكاين الى قلب الشمس -- |
Sonunda kokain tarlası buldum. - Bir de benim randevumun kötü geçtiğini sanıyordum. | Open Subtitles | وأنتهى بى المطاف فى مزرعة كوكاين - لقد أعتقدت أننى حصلت على موعد سئ |
-Olamıyorum 30 bin dolarlık kokain çektim | Open Subtitles | لا أستطيع الاسترخاء لقد اخذت ب 30000$ من كوكاين احد السيدات |
Kız kokain bağımlısı. Benim kokainim yok. İhtiyacın olmayacak. | Open Subtitles | ولكنها تدمن الكوكاين ليس لدي كوكاين |
Orada kokain var çünkü ben ', umurumda değil. | Open Subtitles | لا اهتم, لان هناك كوكاين هناك بالضبط. |
- Sonra kokain aldın. | Open Subtitles | وبعدها جلبتَ كوكاين قويّ جدًا. |
Üniversitede kokain kullanmıştım. O zamandan beri Ritalin hapı alıyorum. | Open Subtitles | كوكاين في الكلية ريتالين هنا وهناك |