"كولتن" - Translation from Arabic to Turkish

    • Colton
        
    Colton'u enselersen kesin terfi edersin. Open Subtitles "اذا نلت من "كولتن فسوف تكون نقلت كبيرة لك
    Bu hain Colton'un kıçını silkelemen büyük ses getirdi. Open Subtitles هذا كان بعض أعطيتها الى كولتن الخائن
    Colton, Pronghorn Tepesi'nin oralarda hiç orospu yoktur. Open Subtitles كولتن,لاتوجد اعمال دعارة "في اي مكان قريب من"برونهورن رايدج
    Colton Jaye, Genel. Nokta doğru. Open Subtitles جاي والجنرال كولتن تم تحقيق الهدف
    Colton ekibi, biz onur duyuyoruz. Open Subtitles فريق كولتن .. هذا شرف لنا
    - General Colton, bizi ona yaklaştırabilir misiniz? Open Subtitles جنرال (كولتن)، أيُمكنك أن تقحمنا إلى هناك؟ لا أستطيع.
    Jaye ve General Colton. Denetim noktası etkisiz hâle getirildi. Open Subtitles (جاي) و الجنرال (كولتن)، تم القضاء على نقطة التفتيش
    Sonja, Rosa ın elbiselerini Miguelito ya vermiş Ne zaman Colton'a bir şey büyük gelse. Open Subtitles (سونيا) تعطي (روزا) ملابساً لـ(ميغويليتو) عندما يصغر أي شيءعلى (كولتن)
    Colton'un cennete gezisi birçok kişiyi rahatsız ediyor. Open Subtitles رحلة (كولتن) للجنة تضايق الكثير من الناس.
    Colton'ın tek bahsettiği cennet Ve onun ne kadar güzel bir yer olduğu. Open Subtitles كل ما تحدث عنه (كولتن) هو الجنة وكم أنها مكانٌ جميل
    Çünkü Tanrı'nın Colton un üzarinden Bizlere ulaşmaya çalıştığını düşünüyorum. Open Subtitles لأنني أظن بأن الرب يحاول أن يصل إلينا من خلال (كولتن)
    Todd, Colton'un bize anlattıkları çocukluğundan bugüne gördüğü tüm resimlerin dinlediği tüm şarkıların ve hikayelerin bir yansıması. Open Subtitles ما يخبرنا به (كولتن) يا (تود) مجرد صدى عن كل قصة كل أغنية، كل صورة رآها منذ ولادته
    Bana dedi ki o kızın yaptığı resimdeki, O kızın gördüğü Colton'nun da gördüğü. Open Subtitles قال لي أن الرسمة هناك التي رأتها الطفلة هو ما رآه (كولتن)
    Jaye ve Colton siz Başkanı bulun. Open Subtitles (جاي)، (كولتن) هيا أذهبا لتأمين الرئيس.
    Ameliyattayken, Colton cenneti ziyaret etti. Open Subtitles أثناء العملية، (كولتن) ذهب للجنة
    Ve Colton ile röportaj yapmak istiyorlar. Open Subtitles ويريدون أن يجرون مقابلة مع (كولتن).
    Peki, Colton, birçok insan senin için dua ediyordu. Open Subtitles إذاً يا (كولتن)، أناسٌ كثيرون دعوا إليك
    Evet Colton, Elbette, Bir kız kardeşin olduğunu biliyorum. Open Subtitles أجل، (كولتن)، بالطبع، أعلم أن لديك أخت
    O da Colton'nunki gibi bir tecrübe yaşamış. Open Subtitles حظت بتجربة تشابه تجربة (كولتن) كثيراً
    Bana git işine deme Colton. Open Subtitles لا تتحدث معي بهذه اللكنة (يا (كولتن

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more