"كونها" - Translation from Arabic to Turkish

    • olduğu
        
    • olmanın
        
    • olduğundan
        
    • olmayı
        
    • olarak
        
    • olduğuna
        
    • onun
        
    • olmasına
        
    • olmasından
        
    • olmaya
        
    • olma
        
    • olmasının
        
    • olmasını
        
    • ilgili
        
    • olmak
        
    Bunu yapabilmek için teknoloji yapay olduğu kadar insan da olmalı. TED لذا لفعل ذلك، يجب أن تكون التكنولوجيا بشريّة بقدر كونها صناعيّة.
    Ve Asya, yetki sahibi olacağı, en güçlü liderlerden bir olduğu bu yeni pozisyonunu elinde tutmayı idare etmeyi başarabilecek mi? TED و هل ستكون آسيا قادرة على التعامل مع هذا الوضع الجديد و تحمل مسؤلية كونها في موقع العظمة و حكم العالم؟
    -Ama sürprizler yapmayan bir erkekle birlikte olmanın da iyi tarafları vardır. Open Subtitles لكن هناك رأسا على عقب إلى كونها مع الرجل مع أية مفاجآت.
    Neden tava için çok büyük olduğundan dolayı butu suçluyorsunuz? TED لماذا تلومون قطعة اللحم على كونها كبيرة على الحلة ؟
    Ama gerçekten de 48 saatten az bir sürede bir fahişeden, senin eş koltuğunu paylaşan kişi olmayı başardı. Open Subtitles لكنها تمكنت بالفعل من الانتقال من كونها فاسقة إلى كل إمرأة إلى الزوجة الشقيقة في أقل من 48 ساعة
    Ve böylece insanlar bulutları araya giren şeyler olarak düşünüyorlar. TED ولهذا ترتبط السحب عند الناس بفكرة كونها أشياء تعترض الطريق.
    Eski bir bar garsonu olduğuna göre şüphesiz bir sürü erkek tanıyordur. Open Subtitles وهي بلا شك كونها مضيفة حانة سابقة على معرفة بالكثير من الرجال
    Bilmediklerinden değil, ancak artık onun için, ayağı ilgi odağı değildi. TED ليس لأنهم لم يعلموا، ولكنها توقفت عن كونها نقطة الارتكاز فيه.
    Benim hastam olduğu, ve bunun beni rahatsız edebilecek olduğu için mi? Open Subtitles هل السبب كونها مريضة عندي و كونك تعتقد أنه ربما يزعجني لقائكما؟
    O kadar büyük olduğu için iki kez sevişmiş sayacağını düşünüyorsun. Open Subtitles أنت تعتقد أنه بسبب كونها ضخمة جدا فالمضاجعة معها تحسب كإثنتين
    Biri de bana vermişti karım bir süreliğine yılın annesi olduğu zamanlarda. Open Subtitles أعطاني شخص واحدة مرة عندما تخلت .زوجتي عن كونها أمّاً مثالية لفترة
    Zor seçimlerde neler olup bittiğini tarif etmek için daha iyi, daha kötü veya eşit olmanın ötesinde yeni, dördüncü bir bağıntı ileri sürmemiz gerek. TED علينا أن ننتج علاقة رابعة جديدة أبعد من كونها أفضل أو أسوأ أو مساوية، تصف ما يحدث في الخيارات الصعبة.
    Bu yatırımlar, sadece salgın için hazır olmanın ötesinde bize dikkate değer faydalar sunacaktır. TED ستوفر هذه الاستثمارات فوائد كبيرة أبعد من مجرد كونها مستعدة لمجابهة الوباء.
    Yaptığı sporda en iyisi olduğundan, doğal olarak bir komünisttir. Open Subtitles كونها الأفضل في رياضته، بطبيعة الحال هو شيوعي.
    Kanada dünyada bir numaralı para toplama kampanyası olmayı çok küçük bir rakamla kaçırdı. TED كانت كندا مجرد قناة العبور لما بعد كونها حملة جمع التبرعات الأولى في العالم
    Şimdiye kadar geçtiği her köprüyü yakmayanlar olarak sorumluluklarımız var. Open Subtitles من منا لم يقطع كل صلة كونها قط، لديه التزامات.
    Çünkü Alice'in haklı olduğuna dair ihtiyaç duyduğu güveni kendinde bulabilmesi, George'un ona teorisinin yanlışlığına dair bulgular sunamamasıyla mümkün olabilirdi. TED فقط لأنه كان غير قادر على إثبات كونها مخطئة، كان جورج قادرا على إعطاء أليس الثقة التي تحتاجها لكي تعلم أنها على حق.
    -Ne olduğunu sana söyleyeyim Kitty, insanlar onun bir erkekle yaşadığını konuşacak. Open Subtitles سأخبرك شيئا الناس سيبدأون في التحدت عن كونها تعيش مع ذلك شاب؟
    Ben bu işi en iyi yapan yapım yönetmenini beni terk eden eski sevgilim olmasına rağmen işe aldım. Open Subtitles لقد قمت بتعيين أفضل منتجة منفذة في مجال البث التلفزيوني بغض النظر عن كونها صديقتي السابقة التي تخلت عني.
    Kız arkadaşını kontrol et. Hippi olmasından başka bir mazereti yok. Open Subtitles تحقق من الخليلة ليس لديها أيّ عذر حقيقي عدا كونها حرّة
    Şey, O da dünyayı benim kurtardığımı söylüyor, ama o nazik olmaya çalışıyor. Open Subtitles حسنا، يقول أنه أنني أنقذت العالم، بل أنه على الأرجح مجرد كونها نيس.
    Ve para kazanmak için bir fırsat gören girişimci olmak yerine, şehir merkezinde bir katalizör olma imkanı gördüler. TED وذلك بدلا من كونها المطور الذي يرى فرصة لكسب المال ، ورأوا القدرة على أن تكون حافزا في وسط المدينة الخاصة بهم
    Bu kadar kolay olmasının sebebi ise bu bulmacayı benim hazırlamış olmam. Open Subtitles والسبب في كونها سهلة إلى هذا الحد لأني اخترعت هذه الكلمات المتقاطعة.
    Ama kıyafetleri doğal bir biçimde renklendirmek giysilerin daha eşsiz ve çevre dostu olmasını sağlardı. TED لكن الصباغة الطبيعية للملابس بتلك الطريقة سيسمح لنا أن نحرص على كونها فريدة من نوعها وصديقة للبيئة.
    Sosyal hizmetli. Sanırım bir barınakta görüldüğüyle ilgili bir ipucu görmüştüm. Open Subtitles عاملة خدمات اجتماعية أعتقد أنني رأيت معلومة عن كونها في الملجأ
    Tablo bu amaçla en alakalı olmak ben alaka emriyle sıralanmış. Open Subtitles أفرزتها حسب علاقتها بالقضية في نهاية هذا الطاولة كونها الأكثر ملاءمة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more