| Hope'dakiler yakında, Klavye'nin kafanızdaki o aygıtın patlamasını durdurduğunu anlayacak. | Open Subtitles | بإيجاد وسيلة لإيقاف كيبورد من التحكم في الجهاز الذي في رأسك |
| Klavye kafandaki çipe bilgileri aktarıyor. | Open Subtitles | فقط كيبورد يحمّل تلكَ الرقاقة في رأسك |
| Klavye sana nerede olursan ol gösterebilir. | Open Subtitles | كيبورد" يمكنه أن يريكَ ذلك في أي" مكان وزمان |
| Traxler Vukovich, korsan adı Klavye. | Open Subtitles | تراكسلر فوكوفيتش)، المعروف باسم) "القرصان "كيبورد |
| Klavye Gibson'un aygıtına bu programla girdi. | Open Subtitles | (هذا هو برنامج (كيبورد لاختراق الزرع الذي في رأس (جيبسون) |
| Klavye'nin aygıtının üzerinde olan kontrolünü, kendi programıyla ele geçirdik. | Open Subtitles | الطريقة الوحيد التي وجدناها لإلغاء إمكانية وصول كيبورد) إلى رأسك) وذلك باستخدام كوده الخاص |
| Hal ve Klavye sürücülerini silmişler o yüzden kafasındaki aygıtı çıkaracaklar. | Open Subtitles | (هال) و(كيبورد) محوا أقراصهم الصلبة إذاً الآن عليهم أن ينزعوا منه الزرع |
| Klavye sana iyi bakacak. | Open Subtitles | كيبورد" سيعتني بك" |
| Klavye onun oğlu. | Open Subtitles | كيبورد" هو ابنه" |
| Ona Klavye diyorlardı. | Open Subtitles | (يدعونه (كيبورد |
| Klavye'nin dosyalarını koru. | Open Subtitles | (حافظوا على ملفات (كيبورد |
| Onu Klavye olarak tanıyorsun. | Open Subtitles | (أنتَ تعرفه تحت اسم (كيبورد |
| Bu Klavye'nin özel programı. | Open Subtitles | (إنه من قِبل (كيبورد |