Birlikte çalıştığımız topluluklardan biri de Cape Town'daki yaşlı insanlardı. | TED | أحد المجتمعات التي عملنا معها هو مجموعة من الأشخاص المسنين في كيب تاون. |
Hatta Afrika'da bile yapılıyor, örneğin Cape Town'da bu konu üzerine epeyce detaylı araştırma yaptık. | TED | إنه يحدث حتى في افريقيا، مثل، على سبيل المثال، في كيب تاون قمنا ببحث واسع في هذا. |
Cape Town sızan borulardan suyunun 1/3'ünü kaybediyor. | TED | تخسر كيب تاون ثلث مياهها بسبب تسريب الأنابيب. |
İki gün sonra penguen uzmanlarından oluşan bir takım ile birlikte Capetown'a giden bir uçaktaydım. | TED | بعدها بيومين كنت على طائرة متجهة إلى كيب تاون مع فريق رعاية البطاريق |
Ben, bu programa 2001 yılında Güney... ...Afrika Capetown'da başladım. | TED | لقد بدأت هذا البرنامج في كيب تاون بجنوب إفريقيا في 2001. |
Bu yüzden Cape Town yakınlarında terk edilmiş bir otel satın aldık. | TED | لذا اشترينا فندقا مهجورا قريبا من كيب تاون. |
Bunu bilmek, Cape Town'un üzerimizdeki etkisini artırdı. | TED | معرفة هذا وحده عظّم تأثير كيب تاون علينا. |
Bunu fark ettiğimde yaklaşık beş yıldır Cape Town'da yaşıyordum. | TED | لقد إكتشفت الاتي بعد أن عشت في كيب تاون لمدة خمس سنوات في ذلك الوقت. |
Cape Town anıtları ve heykelleriyle maskulen mimarinin dolup taştığı bir yer. Fotoğraftaki Louis Botha mesela. | TED | كيب تاون مزدحمة بالعمارة الذكورية الآثار والتماثيل، مثل لويس بوثا في تلك الصورة. |
İkincisi ise, bugün Cape Town'da olanlar pek çok diğer şehir ve dünya ülkelerinin başına gelecek. | TED | الثاني: ما يحدث في كيب تاون في طريقه أن يحدث لعدة مدن ودول أخرى حول العالم. |
...Cape Town'daki vize bölümünde çalıştım. | Open Subtitles | على مكتب التأشيرات في القنصلية في كيب تاون |
Ayrıca bundan 6 ay önce SD-4'ün kameralarında, Calder'ın tarifine uyan birinin Cape Town'daki bir finans binasına girerkenki görüntüsü var. | Open Subtitles | اى اس فى منذ ستة أشهر,تطابق وصف رجل مع كولدر صورته كاميرا يدخل مكتب مالى فى كيب تاون |
Marshall, Cape Town'daki sunucudan yüklediğiniz bilgilerden bazılarını kurtarmayı başardı. | Open Subtitles | أعاد مارشال بناء البيانات المفقوده من كيب تاون |
Bay Raj Malhotra ile beş yıl önce Güney Afrika'da, Cape Town'da tanıştınız. | Open Subtitles | لقد قابلت راج منذ خمس سنوات فى مدينة كيب تاون بجنوب أفريقيا |
Bunun tanıkları da, Cape Town'daki MTN şirketinin personelidir. | Open Subtitles | والشهود على ذلك هم العاملون بشركة موبايل ام تى ان فى كيب تاون |
Cape Town bugün, hemen hemen tasavvur edebileceğiniz ...her grup ve inancın temsilcileriyle bir dünya kentidir. | Open Subtitles | تعتبر كيب تاون اليوم مدينة عالمية ففيها تمثيلات لكل جماعة وعقيدة يمكنك تصورها |
Yarışın ilk ayağı Cape Town'a kadar son sürat 12.875 kilometre. | Open Subtitles | الجزء الأول عبارة عن سباقٍ سريع لمسافة 8 آلاف ميل نحو مدينة كيب تاون |
Bu silah 3 gün önce Cape Town Havalimanı'nda kullanıldı. Bu imkânsız. | Open Subtitles | هذه المسدسات قد استخدمت في إطلاق نار خارج مطار كيب تاون منذ ثلاثة أيام |
Her şey yolunda olursa bir kaç gün içinde Capetown'a gideceğim. | Open Subtitles | كل شيء على ما يرام، أني ذاهب إلى كيب تاون خلال عدة أيام |
23 Haziran 2000'de 'Treasure' (Hazine) adlı bir gemi Güney Afrika'da Capetown açıklarında batarak 1300 ton yakıt sızdırdı ve dünya üzerindeki Afrika penguen nüfusunun neredeyse yarısının yaşam alanlarını kirletti. | TED | في 23 يونيو عام 2000 غرقت سفينة "تريجر" قبالة ساحل كيب تاون بجنوب أفريقيا مخلفة 1300 طن من الوقود مما لوث البيئة الخاصة بما يقرب من.. نصف عدد البطاريق الأفريقية |
Capetown, Kirstenbosch Botanik Bahçesi'nde bir biyologla konuştum ve ona bu dikkat çekici ağacın nereden gelmiş olabileceğini sordum ve bana Namibia etrafında dolaşırsam çok sayıda kuruyan orman göreceğimi ve buralarda bulunan kütüklerin hepsinin kozalaklı ağaç kütükleri olduğunu ama ağacın nerden gelmiş olabileceğine dair bir işaret bulunmadığını söyledi. | TED | تحدثت مع عالم أحياء في حديقة نباتات كريستنبوش في كيب تاون لأسأله عن مصدر هذا النبات المميز برأيه و كان رده إذا سافرتِ حول ناميبيا فإنك سترين عدداً من الغابات المتحجرة و أن جميع الجذوع عبارة عن أشجار صنوبر عملاقة ولكن لاتوجد علامة عن مصدرها |