Kadın 660 kg ve üstü böcek dolu çöp poşeti giyiyor. | Open Subtitles | وزنها 300 باونداً، فستانها عبارة عن كيس قمامة مملوء بأكمله بالحشرات |
Dahimiz çöp poşeti ve atıştırmalıkla kuş yakalamaya çalışıyor. | Open Subtitles | عبقرية هنا يريد للقبض على الطيور مع كيس قمامة وجيم سليم. |
Çünkü bir inek her gün 55 galonluk (207 litre) çöp poşeti hacminde metan üretiyor. | Open Subtitles | بقرة يمكن ملء الاساس كيس قمامة 55 جالون كامل من غاز الميثان كل يوم. |
Bütün eşyalarını taşımak için sana bir Çöp torbası verirler sanki sahip olduğun her şey Çöp diyorlarmış gibi, | Open Subtitles | لقد أعطوك كيس قمامة لكي تحمل فيه كل أغراضك و كأنهم يقولون لكَ بأن كل ما تملكه هو مجرد قمامة |
Tamam kız seksi ama evime getirmenin tek yolunun gidip Çöp poşetine koyarak kaçırmak mı olduğunu söylüyorsun? | Open Subtitles | اعلم أنها مثيرة ولكن أتعتقدين حقاً أنه يجب أن افقدها الوعي واضعها في كيس قمامة كي احضرها لشقتي؟ |
çünkü o adam tamı tamına dallama! | Open Subtitles | لأن هذا الرجل عبارة عن كيس قمامة |
Dün gece başına çöp poşeti geçirip intihar etti, öldü. | Open Subtitles | الليلة الماضية، عقدت كيس قمامة حول رأسها إختنقت. لقد لقت حتفها |
Baba, bu çöp poşeti. Prezervatifi kastettin galiba. | Open Subtitles | أبي ، هذا كيس قمامة ألاتعني واقي ذكري؟ |
Peki. çöp poşeti giyerek bir kız tavla. | Open Subtitles | حسناً، أحضر فتاة وأنت ترتدي كيس قمامة |
- Ve evet, çöp poşeti giymiş durumdayım. | Open Subtitles | حسناً... و أجل، أعلم أنني أرتدي كيس قمامة |
Sırtından bıçaklıyorlar ve bir çöp poşeti gibi kenara atıyorlar. | Open Subtitles | طعنه في ظهره ومن ثم... وقاموا بإلقائه بعيدا وكأنه كيس قمامة |
Bir çöp poşeti getirin yeter. | Open Subtitles | احضر معك كيس قمامة |
çöp poşeti. | Open Subtitles | تحقق من كيس قمامة |
Pencerede çöp poşeti var. | Open Subtitles | هناك كيس قمامة على النافذة |
Ve ben bu şirketi gayet iyi tanıyordum, çünkü, John Heinz, bizim ABD senatörümüzdü-- o çok trajik bir uçak kazasında öldürüldü-- benim yeni bir bina yapma hayalimi duymuştu, çünkü ben bir çöp poşeti içinde taşıdığım mukavvadan kutumla Pittsburgh'da yürüyüp duruyor ve para toplamaya çalışıyordum. | TED | وصادف انني اعرف هذه الشركة جيدا وذلك ان جون هاينز، كان عضو مجلس الشيوخ الامريكي-- الذي قتل في حادث طائرة مأساوي -- كان قد سمع برغبتي في بناء مبنى جديد لأنني كنت احمل صندوقا من الورق المقوى وضعته داخل كيس قمامة وكنت اسير في جميع انحاء بيتسبيرغ، احاول جمع المال لهذا الموقع. |
Bir de, koridorda içinde resif köpekbalığı olan bir Çöp torbası var. | Open Subtitles | هنالك كيس قمامة في الرواق مع قرش بزعانف. |
Bir dahaki sefere, başıma bir Çöp torbası geçir ve bir tabutun içine koy. | Open Subtitles | في المرة القادمة فلتضع فوق رأسي كيس قمامة وتدخلني في تابوت |
Yani giyinirken beline bir Çöp torbası sarıp pantolonunu rahatça değiştirebilirdi. | Open Subtitles | كيس قمامة حول خصره ليبدل بنطاله |
Hapishane içkisi gibi tadı Çöp poşetinde çürük meyveyle demlenmiş gibi. | Open Subtitles | ،طعمها مثل جعة السجن مخمّرة في كيس قمامة .مع فاكهة فاسدة |
Kolları olan çılgın bir Çöp poşetine benziyorsun. | Open Subtitles | تبدين كـ كيس قمامة مجنونة وقد انبتت ذراعين |
tamı tamına dallama! | Open Subtitles | كيس قمامة |