| Dyson ve Kenzi'yi serbest bırak ve kokuşmuş ayakkabıyı al. | Open Subtitles | أطلقوا سراح دايسون و كينزي و ستحصلون على الحذاء النتن |
| Kenzi karta dokunduğunda kart alev aldığı zaman bir bilet olmuştu. | Open Subtitles | البطاقة كشفت عن نفسها على انها تذكرة عندما كينزي لمستها واحترقت |
| Burada külçe altın sakladığını Kenzi duymasın. | Open Subtitles | لا تدع كينزي تعرف انك تخبئ قوالب ذهبية هنا |
| Sence Kensi ve Deeks'i sahada birlikte bırakmak iyi fikir mi? | Open Subtitles | أتعتقدينَ حقاً أنَّهُ من الجيد إبقاء كينزي وديكس سوياً في الميدان؟ |
| Fotoğrafları Deeks ve Kensi'ye gönder, kimlikleri tespit etsinler. | Open Subtitles | أرسلي الصور إلى كينزي و ديك لتحديد الهوية إيريك حاول تعقب |
| Bu baskı Kinsey'in kafatasında oldukça ölümcül bir etkiyle yapılmış. | Open Subtitles | وقدمت هذه الانطباعات في الجمجمة كينزي بالتأكيد من التأثير العنيف. |
| Belki sonrasında da Kinsey'e bakabilirsin.. Burada bir problemimiz mi var? | Open Subtitles | سوف تحتاجين أيضا إلى مراجعة كينزي هل هنالك خلاف هنا ؟ |
| Hadi-- Kenzi, Geri Git Kovboy Kız! Asya Modası, Bugünlerde Ne Kadar Sıcak. | Open Subtitles | هيا كينزي تراجعي ادوات الصهر الاسيوية ساخنة جداً هذه الأيام |
| Hoşçakal, Kenzi. | Open Subtitles | وداعا كينزي هل هذا قبعة نونا الخاصة بي ؟ |
| Kenzi'nin bugünkü bölümüne bizim beyazın kararlılığı.. | Open Subtitles | حسنا في حلقة اليوم من كينزي مشروبنا البطولي تم اختباره عندما اصدمت بـ مطارد |
| Kenzi, bu arabamdan bile daha pahalı bir marka.. | Open Subtitles | كينزي .. هذه العلامة التجارية أغلى من سيارتي |
| Kenzi'ye içten içe sinir mi oluyorsun? | Open Subtitles | أتوجب عليك أن تكوني قاسية بذلك الشكل مع كينزي ؟ |
| Kenzi ya da bir bardak tekilalı dondurma değilsen... lütfen defol. | Open Subtitles | إن لم تكوني كينزي أو كمية من المثلجات المحلاة بالتكيلا غادري المكان من فضلك |
| Ben Kensi'yle olay yerine gidiyorum ama resmi olarak bilmeni isterim ki Marty Amca geri döndü. | Open Subtitles | متوجه لمسرح الجريمه مع كينزي ولكن اردتك ان تعلمي رسمياً ان العم مارتي قد عاد |
| Kensi'yle Deeks kanyondaki bir evde minibüsü bulmuşlar. | Open Subtitles | كينزي وديكس وجدوا الشاحنه التي تطابق لشاحنة المختطفين عند احد المنازل في الوادي |
| Dinle, kayıtlara geçsin diye söylüyorum, Kensi, bana otelde ateş etmemi söyledi. | Open Subtitles | إسمع للمعلومات " كينزي " أخبرتني أن أخذ ذلك الهدف فى الفندق |
| Ve ben Kensi'ye gönderdi onun celladı olmak. | Open Subtitles | لذلك, قمتُ بإرسال كينزي حتى تكونَ الشخص الذي ينهي حياته |
| Kinsey'in online aktiviteleri onun son 3,5 yıldır NID ile bağlantılarını ortaya çıkarıyor. | Open Subtitles | كينزي , متصل بأنشطتهم ويصلهم بالــنيد منذ أكثر من عام ونصف |
| Senatör Kinsey'e yapılan suikastin şok dalgaları Washington'a kadar ulaştı. | Open Subtitles | إغتيال عضو مجلس الشيوخ كينزي كان خبر صاعقاً بواشنطن |
| Efendim, Senatör Kinsey öldü. Vurulmuş. | Open Subtitles | سيدي , السناتور كينزي مات لقد أطلقوا عليه النار |
| - Kenzie, Kaitlyn ve Kimantha. | Open Subtitles | "ك" و" ك" و"ك" (كينزي) و(كايتلن) و (كيمانثا) |
| Şu anda ajandamı kontrol edemeyeceğim, Kenz! | Open Subtitles | "لا يمكنني الآن تفقد مذكرتي, "كينزي |
| Berabere. Yine. - Aferin Kens. | Open Subtitles | إنه تعال ثانيةَ هيا بنا " كينزي " |