Önemli değil, ondan sonra yazdığın her hikaye ne kadar muhteşemdi. | Open Subtitles | الذي لا يَهْمُّ. كُلّ قصّة كَتبتَ بعد ذلك كُنْتَ رائعَ. |
Baban hakkında yazdığın o makale... | Open Subtitles | تلك المقالةِ كَتبتَ حول أبّيكَ... |
Bugün yazdığını ıslıkla çalmaya çalıştığımda başım döndü. | Open Subtitles | حاولتُ صَفْر ذلك الشيءِ كَتبتَ اليوم، وأنا أصبحتُ دائخَ. |
"Kontrol" u iki "L" ile yazmışsın. Başka ne yazdığını göreyim. | Open Subtitles | "سَيْطَرَة على" لَها إثنان L. دعني أرى الذي ما عدا ذلك كَتبتَ. |
Daphne'nin söylediğine göre konuşmasını sen yazmışsın. | Open Subtitles | بينما دافن تُخبرُها، كَتبتَ الشيء بأكملهَ لَهُ. |
Sonuçta, Blake'i siz yazdınız. - Anlamadım? | Open Subtitles | أَعْني، كَتبتَ بليك. |
Pekâlâ, bakalım ne yazmışsınız. | Open Subtitles | حَسَناً، دعنا نرى الذي كَتبتَ. |
Ekim'in 9'unda ne yazdığını unuttun mu? | Open Subtitles | نَسيتَ ما كَتبتَ في أكتوبر/تشرين الأول تاسعاً؟ |
Onu neden yazdığını öğrenmeliyim. | Open Subtitles | أَحتاجُ للمعْرِفة الذي كَتبتَ ذلك. |
- Lois, ne yazdığını göster. | Open Subtitles | - لويس، يُشوّفُني الذي كَتبتَ. |
Çünkü daha benimle konuşmadan çeki yazmışsın. | Open Subtitles | كَتبتَ المراقبةَ أمامك تَكلّمَ معني حتى حوله! |
Sonuçta bir uzay kitabı yazmışsın. | Open Subtitles | أَعْني، كَتبتَ a كتاب فضاءِ. |
Bana mektuğ yazmışsın! | Open Subtitles | كَتبتَ |
Bunu siz yazdınız, değil mi? | Open Subtitles | كَتبتَ هذه، أليس كذلك؟ |
Yazı formuna bunu yazmışsınız. | Open Subtitles | ذلك الذي كَتبتَ على شكلِ نقشِكَ. |