Yani hepsi değil ve bana nefret mesajı gönderenler de ama şaşırırsınız. | TED | أعني، ليست كلهم وليس أؤلئك الذين يرسلون لي رسائل كُره لكن ستكون متفاجئ. |
Tiranialıların ve Andarilerin birbirlerinden ne kadar nefret ettiklerini biliyorsun. | Open Subtitles | أنت تعلم مدى كُره التيرانين والأنداريين لبعضهم |
Ama babasına karşı derin bir nefret besliyor ve adalet ateşiyle yanıyordu. | Open Subtitles | ولكنه حمل بداخله كُره عميق تجاه والده وكان يتحرق شوقا للعدالة |
Bu yüzden herkes kütüphaneden nefret ediyor. İşte, üç doların. | Open Subtitles | هذا سبب كُره الجميع للمكتبة هاك الـ3 دولارات. |
- Bence içgüdülerimize kulak verip fiziksel nefret ilişkisiyle meşgul olmamız gerek. | Open Subtitles | أظن انه يمكننا تجاوز هذا الطين و الوحل إذا استسلمنا لغرائزنا الدنيئة ومارسنا علاقة كُره علاجية جنسية |
Ve binadaki herkes bizden nefret ettiği için ev sahibi onarmayı reddediyor. | Open Subtitles | منذ كُره سكان المبنى لنا المالك رفض إصلاحها |
Ama belki nefret sikişi yaparız. | Open Subtitles | لكنني اظن انه يجب علينا ان نقوم بجماع كُره |
Gaddarlığı yüzünden o kadar çok nefret topladı ki kendi halkı tarafından öldürüldü. | Open Subtitles | كُره بشدة لطُغيانه حتى ان رجاله هم الذين قتلوه |
Buna artmış uyarılmışlık denir. Olaydan sonra, kişi pişmanlık ve kendine nefret duyar. | Open Subtitles | الان,بعد الحدث, يختبر الشخص الندم و كُره الذات |
Öyle söyledim çünkü kendinden nefret etmeyi bırakmayı hak ediyordun. | Open Subtitles | لقد قلت ما قلت لأنّك بحاجة لإذن لتكفّي عن كُره نفسك. |
Ama seni hayal kırıklığına uğratıyorum çünkü kızımızın canını alan adamdan nefret etme cesaretini gösteriyorum. | Open Subtitles | لكنك محبطٌ مني... لأني أجرأ على كُره الرجل الذي أخذ حياة ابنتنا. |
O insanlardan nefret etme konusunda çok eşsiz bir durumdayız. | Open Subtitles | نحنُ في موقف فريدِ مِن كُره هؤلاء الناس |
(Gülüşmeler) Takımımın benden nefret ettiği anın tam olarak bu an olduğunu düşünüyorum. | TED | (ضحك) أعتقد أن هذه كانت بالتأكيد لحظة كُره فريقي لي. |
Çünkü etrafındaki herkese nefret kusuyorsun. | Open Subtitles | لأن لديك كُره مفرط |
Sana para harcamaktan nefret etmeyi öğreteceğim. | Open Subtitles | سأعلمك كُره إنفاق الأموال |
Uzun zaman önce düşmanlarımdan nefret etmeyi öğrendim. | Open Subtitles | ..تعلمت منذ زمنٍ كُره أعدائي |
Rogers onları isyancılardan çok İngiliz subaylardan nefret edecek şekilde eğitmiş. | Open Subtitles | (روجرز) دربهم على كُره الضباط البريطانيين حتى أكثر من المتمردين |
nefret suçu bu resmen! | Open Subtitles | ! إنها جريمة كُره |
Sen de nefret ediyor musun böyle şeylerden? | Open Subtitles | -إيّاك كُره ذلك؟ |
Katie Springer'dan nefret etmemizde sorun yok ama değil mi? | Open Subtitles | من العادي كُره (كايتي)، بالرغم، صحيح؟ |