"كُسرت" - Translation from Arabic to Turkish

• kırılmış
• kırıldı
• kırdı
• kırdım
• kırık
• bozulmuş
• kırıldığı
• kırıldığını
• bozuldu
• kırıIdı
• kırdığını

Pederin boynu camdan atılmadan önce kırılmış.
رقبة القسيس كُسرت قبل أن يخرج من النافذة

Kurbanın bacağı ezilip kırılmış, muhtemelen 13 yaşlarındayken.
لقد كُسرت ساق الضحية غالباً في عمر 13 في حادث سيارة

Hatta belki birimizin köprücük kemiği kırıldı.
و رُبما أحدنا قد .. ـ كُسرت عظمة الترقوه لديه ..

Bizim kahve makinemiz taşınırken kırıldı.
لأنّ آلة القهوة لدينا كُسرت أثناء الرحيل.

-Kuyuya düşüp bacağını kırdı. Alçıda.
لقد سقط فى بئراً و كُسرت رجله إنه فى الجبس الآن

Çok iyi bir sporcuyum. Bu kolu sizin için oynarken kırdım.
مهاراتي ممتازهـ أنظر ، لقد كُسرت ذراعي من أجلك

Eli kırık olan adamın bir de romatizma istemesine benziyor, öyle değil mi?
يبدو أن من كُسرت مفاصلة ليس بحاجة لألتهاب مفاصل أيضاً . أليس كذلك ؟

Moteldeki güvenlik kameraları cinayetin olduğu gün bozulmuş.
كاميرات التصوير في الفندق كُسرت قبل يوم من حدوث ذلك.

Ayrıca diğer şoförün de bacağı kırıldığı için vüud hasarından üç yıl.
بالإضافة لثلاث سنوات للأذي الغير متعمّد بسبب أن السائق الآخر، كُسرت قدمه

Konuşmaya çalıştım ve altı tane dişimin kırıldığını gördüm.
حاولت طلب النجدة فوجدت أن ستة من أسنانى قد كُسرت بدورها

Kan birikimi yok, yani kafatası öldükten sonra kırılmış muhtemelen hazneye yukardan düştüğü için.
لا أثر لنزف دموي, يعني أن الجمجمة كُسرت بعد الوفاة,

Karının boyun 14 sene önce kırılmış ve kızın o gün senin etrafta boynu kopmuş tavuk gibi koşuşturduğunu söylüyor.
قدّ كُسرت رقبة زوجتكَ مُنذ 14 عاماً، و إبنتكَ وصفتكَ بأنّكَ كنتَ هائماً آنذاك كدجاجة فقدت رأسها.

Ben kırmadım. İçinden çıktığınız zaman kırılmış olmalı.
لم أكسـرهـا لا بـد من أنهـا كُسرت عندمـا هربـتمـا

Kristal kürem geçen salı kırıldı, Carla.
كرتي الزجاجية كُسرت الثلاثاء الماضي يا كارلا

diyebilirsiniz. İspanyolca gibi bir dilde ise muhtemelen ''Vazo kırıldı'' demeniz gerekir veya ''Vazo kendiliğinden kırıldı.''
بلغات أخرى كالأسبانية، غالباً ما ستقول، "كُسرت المزهرية،" أو " المزهرية كسرت نفسها."

Çabuk olacağını söyledi ama iğne kırıldı.
قال أن سيكون سريعا. لكن الإبرة كُسرت لذا تبعه من المسجد...

Taşınırken, hizmetçilerden biri kutudan çıkarırken kırdı.
عندما إنتقلنا، كُسرت بينما كانت مدبرة المنزل تخرجها

Attan kötü düştü. Kaburgasını kırdı.
لقد سقط سقطة قويّة عن الحصان كُسرت أضلاعه.

Bütün kupalarımı kırdım.
كُسرت كل أكوابي

Durumu stabil. Sağ kalça kemiğinde muhtemelen kırık var.
حالته مُستقرّة، ربما كُسرت عظمة فخده الأيسر.

Yüzyıllarca süren ve artık bozulmuş olan bir ateşkes antlaşması tarafından engellenip odalarında pusuda bekleyen sizlerin aksine.
مشلولين بهدنة أنتهت قبل قرون، والآن قد كُسرت.

Tılsım kırıldığı zaman bir şeyler olmuş olmalı. Cevaplar bulmak için bir sürü tomar okudum ama hiçbir şey bulamadım.
شيءٌ ما حدث لها حينما كُسرت التعويذة، كنت أبحث باللـّفيفة التى تركها العرّاف.

İlk başta çocuk meleklerden birinin kırıldığını düşünmüştük.
في البداية، إعتقدت أنها قد تكون كُسرت من قبل أحد الملاك

Aramızdaki bağ bozuldu demek. Gitmekte özgürsün.
أن روابطنا كُسرت أنتِ حرة في الرحيل

Yine üç yerinden kırıIdı.
كُسرت ثانيةً في ثلاث أماكن

Kaderin güçlerinin bir araya gelip bacağını kırdığını ve beni bundan kurtarmaya çalıştığını düşündüm.
لقد قلت لنفسى أن ربما القدر قد أنقذنى من تلك الفعلة و رجله قد كُسرت كى أتنحى عن مهمتى