Her gün Nino'nun yemeğine öğütülmüş cam koyuyordu. | Open Subtitles | كانَ يضعُ زُجاجاَ مطحوناً في طَعامِ نينو كُلَ يوم |
Bu Her gün yüz yüze geldiğim bir şey değil, ama belirtileri incelemesi için onkolog bir arkadaşımı aradım. | Open Subtitles | ليسَ بالأمر الذي يمُّرُ عليّ كُلَ يوم لكني اتصلتُ بصديقٍ لي و هوَ طبيب أورام و أخبرتُهُ بالتفاصيل |
Mahkemeye gitmeyi planlıyorum ve adalete kavuşana kadar Her gün gideceğim. | Open Subtitles | و أنوي الذَهابَ إلى المَحكمَة و الذَهابَ إلى هُناك كُلَ يوم حَتى نَنالَ العَدالَة |
Her gün günbatımındaki tepede, yağmur çamur demeden antrenman yapacağız. | Open Subtitles | نتدربُ كُلَ يوم عندَ مدافع المساء ،مهما كانت الظروف و مهما ساء الأمر |
Her gün suç mahallerinde çalışıyorum demek istedim. | Open Subtitles | عنيت بأننيّ أعمل بِمسارح الجرائم كُلَ يوم |
Her gün toplantılara katılır... sert kararlar verir ve iş anlaşmaları yapar. | Open Subtitles | يَحضُرُ الاجتماعات كُلَ يوم... يَتَّخذُ قَرارت قاسية و صَفَقات تِجارية صَعبَة |
Şair'in kendi sert tarzıyla söylemek istediği bunu Her gün o kadar çok burnuna çekiyorsun ki, vücudunun yapısını da göze alacak olursak kendine bir dayanma gücü geliştirdin. | Open Subtitles | ما يُحاولُ (الشاعر) إخباركَ بأسلوبهِ الفَظ بأنكَ تشمُ الكثيرَ كُلَ يوم مُترافقاً معَ حجم جسمِك |
Glynn Her gün buraya daha fazla zenci memur getiriyor. | Open Subtitles | يُحضرُ (غلين) المزيد من الضباط الزنوج كُلَ يوم |
Boog! Her gün yazacağım sana! | Open Subtitles | بوغ، سأُراسلُكَ كُلَ يوم |