Neden Her şeyi kendim yapmak zorundayım? ! | Open Subtitles | أنا هَلْ يَجِبُ أَنْ يَجْعلَ كُلّ شيءُ هنا؟ |
Her şeyi birden yapamam ki. | Open Subtitles | حَسناً، أَحْزرُ بأنّني لا أَستطيعُ أعْمَلُ كُلّ شيءُ. |
Bir çocuğun isteyebileceği her şeyim vardı. | Open Subtitles | كَانَ عِنْدي كُلّ شيءُ ذلك الطفلِ يُمْكِنُ أَنْ يُريدَ. |
Kathryn ile aranda herşey normal mi? Alo? Evet efendim. | Open Subtitles | هل كُلّ شيءُ حَسَناً مَعك و و مع كاثرين مرحباً نعم يا سيدي |
Eric'e herşeyi anlattığını sanmıştım. | Open Subtitles | أَفترضُ بأنّك عِنْدَكَ أخبرَ كُلّ شيءُ إيريك. |
Ben onun yanında oturuyor, onunla konuşup herşeyin iyi olacağını söylüyordum. | Open Subtitles | أنا كُنْتُ أَجْلسُ بجانبها، يَتكلّمُ معها، يُخبرُ كُلّ شيءُ سَيَكُونُ بخيرَ. |
Her zaman, her şeye sahiptiniz, değil mi? | Open Subtitles | كَانَ عِنْدَكَ كُلّ شيءُ دائماً، أليس كذلك؟ |
Reklamınızı gördüm de, Her şeyin bulunduğunu söylediler. | Open Subtitles | رَأيتُ إعلانكَ التجاري و قالوا بأنّك عِنْدَكَ كُلّ شيءُ |
Bildiğiniz gibi sunum her şeydir. | Open Subtitles | حَسناً، تَعْرفُ، التقديم كُلّ شيءُ. |
Tanrım. Burada Her şeyi Daphne mi yapacak? | Open Subtitles | هَلْ يَجِبُ أَنْ دافن تَعمَلُ كُلّ شيءُ حول هنا؟ |
Tanrım, bir saniye içinde istediğin Her şeyi halletmiş olacağım, tamam mı? | Open Subtitles | أوه، الله، أنا سَيكونُ عِنْدي كُلّ شيءُ عَملَ لَك في الثانية الواحدةِ، موافقة؟ |
Sınıra varmadan önce Her şeyi ayarladım. | Open Subtitles | عِنْدي كُلّ شيءُ جاهزُ قَبْلَ أَنْ ضَربتُ الحدودَ حتى. |
Korktuğunuz her şeyim! | Open Subtitles | أَنا كُلّ شيءُ أنت كَنتْ خائف منة |
her şeyim vardı, sen hariç. | Open Subtitles | كَانَ عِنْدَهُ كُلّ شيءُ لَكنَّك. |
O, benim her şeyim. | Open Subtitles | هو كُلّ شيءُ الذي عِنْدي. |
Steven, neden senin hakkında sevdiğim herşey aynı zamanda beni iğrendiriyor. | Open Subtitles | ستيفن، بإِنَّهُ كُلّ شيءُ بإِنَّني أحببْ عنك يَرْبحُني أيضاً خارج؟ |
Tam, herşeyi çözdüğünü düşündüğün anda, birisi çıkıverir ve herşey tekrar karışır. | Open Subtitles | فقط عندما تَعتقدُ بأنّ لديك كُلّ شيءُ واضح، شخص ما سيأتيُ ويُعقّدُ الأشياءَ. |
- Aman ya! Burda da herşeyi ben yapıyorum. | Open Subtitles | اللهي، يَجِبُ أَنْ أفعْلُ كُلّ شيءُ هنا. |
Bu yüzden herşeyin iyi planlanması şarttı. | Open Subtitles | لذا لقد كَانَ ضروريَ التنفيذ و سارَ كُلّ شيءُ وفق الخطّة. |
Bu yüzden herşeyin iyi planlanması şarttı. | Open Subtitles | لذا لقد كَانَ ضروريَ التنفيذ و سارَ كُلّ شيءُ وفق الخطّة. |
Çok şanslısın tüm gezegenlerde istenebilecek her şeye sahip olduğun halde tüm yaptığın, bu aile hakkında şikâyet etmek. | Open Subtitles | أنتِ محظوظة جداً لديكِ كُلّ شيءُ في العوالمِ ما يمكن ان تتمنيه وكُلّ ما تفعليه هو التذمر من هذه العائلةِ |
Her şeyin Will'in aleyhine olmasına rağmen mi? | Open Subtitles | لا تَهْممْ ذلك يُشيرُ كُلّ شيءُ لسَ؟ |
Halkın gözü üzerimde. Sende bilirsin dış görünüş her şeydir. | Open Subtitles | إنّ الصورةَ كُلّ شيءُ. |