"كُل ما" - Translation from Arabic to Turkish

• her şeyi
• tek şey
• hepsi
• her şey
• geleni

- Bilgisayarıma girip benim gördüğüm her şeyi görebilir misin?
هل بوسعك أن تدخل إلى حاسوبي وترى كُل ما أراه؟

Bulabildiğim her şeyi kullandım ve yeni bir görünüm oluşturdum.
لقد استخدمت كُل ما لدي و أعددت شكل تجميعي جديد

Hatırldığım tek şey bu. Maalesef hepsi yanlıştı.
هذا كُل ما أذكره, ويؤسِفنى أن أقول أن كله خطأ.

Eğer beşikten başlayarak öğrendiğin tek şey şiddetse... başka ne seçeneğin olabilir?
لو كانَ كُل ما عَرِفتَه مِن المَهد و صاعِداً هوَ العُنف ما الخَيارات الأُخرى التي لَديك؟

Hayır, bu benimki değil. Çünkü istediğin her şey bir arada.
كلا، هذه ليست طائرتي، بسبب أن كُل ما تريده متواجدٌ عندكَ.

Düşündüğü her şeyi, yaptığı her şeyi hatırlıyorum.
كُل ما يتبادر إلى ذهنها, كُل شىء تقوم به, أتذكرّه.

Bizleri çok sömürdüler, alçaklar. Elimizdeki her şeyi aldılar.
لقد أستنزفونا السفله, أخذوا كُل ما كان لدينا

Bir insan çocukları için elinden gelen her şeyi yapar.
يفعلُ الرجُل كُل ما يستطيع مِن أجلِ أولادِه

Sanki dışarıda bana ait olan her şeyi kaybettiğimi, kendime itiraf etmek gibi.
كأني أعترفُ لنفسي أنَ كُل ما كانَ لدي في الخارِج قد اختفى

Elimizden gelen her şeyi yapıyoruz, değil mi?
انظُر، نحنُ نفعلُ كُل ما بوسعنا، اتفقنا؟

Onu zaptetmek için yatak odasında elimden gelen her şeyi yaptım.
فعلت كُل ما بوسعيّ في غُرفة النوم لأجعله يظلَ معيّ

Bu noktada elimde olan tek şey senin tanıklığın, ve sen de hiç açıkça konuşmadın.
في هذه المرحلَة، كُل ما لدي هوَ شهادتُك و حتى أنتَ لا تُريدُ الكلام في العلَن

Duyduğuma göre altı yıldır onda hava deliği açmaya çalışıyormuşsun, ve buna karşılık elinde olan tek şey şu gözünün üstünde olan ufak yara izi.
سمعتُ أنكَ كُنتَ تُحاولُ أن تثقُبَه منذُ سِت سنوات و كُل ما استطعتَ فِعلَه

Bilmek istediğim tek şey hayatta olup olmadığı.
كُل ما أطلبهُ منك هو أن تعرف عما أذا كانت على قيد الحياة أم لا؟

Ama böyle bir kişisel anlaşmazlık bu saygıdeğer kurulun önüne çıkarmak için bu kadar bozulmuşken söyleyebileceğim tek şey, onurum üstüne ortağım da ben de ne bilerek ne de isteyerek kanuna karşı gelmedik!
لكن عندما يكون هذا الجدال الشخصي مُشوش هكذا، وأمام هذا المجلس الموقر، كُل ما يُمكنني قوله، يا سعادة القاضي،

Yapmam gereken tek şey, hesapları kontrol etmek... ve müşteri/erin kazanma şansını biraz törpülemekti.
كُل ما توجب علىَ فعلهُ هو التأكد من الأرقام صحيحة وربما تحريك اللاعبين

Hayır, O kadar aç değilim. hepsi bu kadar.
لا، أَنا لَستُ جائعة جداً ذلك كُل ما في الأمر

Yaptığımız her şey, planlarımız, umutlarımız, hepsi beyhude.
كُل ما نفعلُه الخِطَط التي نُعِدُها، الآمال التي لدينا كُلها عقيمَة

Biraz çalıştım hepsi bu.
فقط القليل مِن العمل الجاد. هذا كُل ما في الأمر. إن الحياة تسلُّق.

Sahip olduğumuz her şey, onların derisinden: mobilyalarımız, kamçılar, giysilerimiz, şapkalarımız.
كُل ما لدينا كان من جلدها الأثاث, الحبال الملابس, القبعات

Em City'deki her şey için. Senden tek beklediğim biraz destek.
عَن كُلِ صَغيرةٍ في مدينَة الزُمُرُد و كُل ما أنتَظرهُ مِنك هوَ بعضُ الدَعم

Buraya ait olduğumu kanıtlamak için elimden geleni yapacağım.
سأفعلُ كُل ما أستطيع لإثبات أني أنتمي إلى هنا