Yani tüm bunlar özenle hazırlanmış bir intihar planı mıydı? | Open Subtitles | إذاً كُل هذا كانَ خِطةً مدروسَة للانتحار |
Neden eski kimliğini tekrar hayata döndürmek için bu kadar zahmete katlanıyorlar sence? | Open Subtitles | لماذا بحسب رأيك تكبد هذا الرجل كُل هذا العناء لأحياء هويتك القديمة ؟ |
Dosyayı bana önceden göndermiş olsaydın, bütün bunları engelleyebilirdim belki. | Open Subtitles | إذا أرسلت ليّ الملف بسرعة، ربما بمقدوري منع كُل هذا. |
Tüm bu yalan dolanlar, hafta sonunu ailenle birlikte geçirmek istememenin sebebi nedir? | Open Subtitles | كُل هذا التخطيط والإقتحام فقط لكي لا تقضي عطلة نهاية الإسبوع مَع والديك؟ |
bütün bunlar büyük bir savunma müteahhiti için sıkıntı olmazdı. | Open Subtitles | كُل هذا سيكونُ سهلاً على كبار مُتعاقدي الأسلحة |
Bunların hepsini aşk için yaptın, öyle değil mi? | Open Subtitles | كُل هذا كان عبارة عن لفتة رومانسية، أليس كذلِك؟ |
Bunca parayı akbabalara bırakacak olmamız çok yazık, sizce de öyle değil mi? | Open Subtitles | لمن العار أن يُتركَ كُل هذا المال على الأرضِ لتأكله الصقور، أليس كذلك؟ |
Bunların hepsi üç hafta önce ilk mumyanın bulunmasıyla başladı. | Open Subtitles | بدأ كُل هذا قبل ثلاثة أسابيع عثروا على مومياء لأول مرة |
Ama bu doğruysa tüm bunlar ne için? | Open Subtitles | ,لكّن ان كان هذا صحيحاً فلِما كُل هذا العناء؟ |
tüm bunlar bittikten sonra, bir hayatımız olacak. | Open Subtitles | بعد أن ينتهي كُل هذا أنا وأنتَ، سنمضي لنحصل على حياة |
Ya tüm bunlar para yüzünden olduysa? | Open Subtitles | ماذا لو أن كُل هذا بسبب المال؟ |
bu kadar sızlanıyorsunuz, aslında birinci sınıf bir kutudasınız. | Open Subtitles | كُل هذا التشكي، وأنتم في صندوق من الدرجة الأولى. |
İyi de, yüzeyden bu kadar uzaktayken nasıl bu kadar uzun süre hayatta kalabilmişler? | Open Subtitles | وكيف تمكّنت من المعيشة كُل هذا وهي معزولة عن السطح ؟ |
O kıçıkırık işinden kazandığın paranın bütün bunları ödemeye yeteceğini mi sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقد أنك تحصُل على ما يكفي بعملك الصغير لتدفع عن كُل هذا ؟ |
Gerçek şu ki Avukat Bey, gözümü bile kırpmadan bütün bunları arkamda bırakabilirim. | Open Subtitles | بالواقع، أيّها المُستشار، بوسعيّ أنّ أبتعد عن هذا بلمحة بصر. إنني أقصد كُل هذا. |
Bir saniye dostum. Tüm bu ıvır zıvır bekarlığa veda partisi için miydi? | Open Subtitles | تمهلوا لحظة، هل كُل هذا الهُراء من أجل ليست هُناك حفلة توديع العزوبية؟ |
Aslında... buraya geldiğimizde "bütün bunlar" diye bir şey yoktu. Bunu Ivan ile beraber inşa ettik. | Open Subtitles | -حسناً, لم يكُن هُناك كُل هذا عندما أتينا |
Şey, bu çok hoş ama ben Bunların hepsini yiyemem ki. | Open Subtitles | حسناً هذا... جداً رائع. لكنّي لا استَطيع اكل كُل هذا. |
Tuhaf. Bunca zamandır iki kelimeyi zor konuştun. | Open Subtitles | غَريب، أنتَ هُنا كُل هذا الوَقت و نادراً ما تَقولُ كلمتين |
Bunların hepsi yalandı ama o zaman bunu bilmiyordum. | Open Subtitles | كُل هذا كان مَحضْ كَذِب, ولكنّى لم أكن أعرف فى ذلك الوقت. |
Her şeyi gördüm Avukat Bey her şey boş. | Open Subtitles | لقد رأيتُ كل شيء، أيّها المُستشار. كُل هذا الهُراء. |
Bütün bu titreme ve soğuk. Kontrol altına alın onu. Saldırganlığa çevirin. | Open Subtitles | كُل هذا الارتعاش و البّرد، استفد منه و حوله إلى شيء عدوانيّ. |
(HOMURDANARAK) Ye bunu, kertenkele. | Open Subtitles | كُل هذا أيها الوزغة |
Tüm bunların üstüne, bir de size uyuşturacağımı mı düşündünüz? | Open Subtitles | بعد كُل هذا تعتقدي بأنني خدرتكِ ؟ -سأريكِ، |
Bütün bunlardan önce, annem onunla değil benimle ava çıkardı. | Open Subtitles | قَبل كُل هذا كانت أمي هي التي ذهبت للصيد، وليس له |