"كُنْتُ سأَقُولُ" - Translation from Arabic to Turkish

    • diyecektim
        
    • söyleyecektim
        
    • söylemeyecektim
        
    Kümede diyecektim. Ama tür, elbette çok daha aşağılayıcı. Open Subtitles أنا كُنْتُ سأَقُولُ إتحادَ، لكن النوعَ كثيراً إهانة أكثر.
    Gerginim diyecektim, ama neyse Open Subtitles أنا كُنْتُ سأَقُولُ متوتّر، لكن الغرامةَ.
    - Ben uzun diyecektim ama şanssız da olur. Open Subtitles كُنْتُ سأَقُولُ طويل، لكن منحوسةَ مناسبة له.
    Şey, bunun beni gülümsettiğini söyleyecektim ama bu sıkıntı olmazdı, değil mi hanımefendi? Open Subtitles حَسناً، أنا كُنْتُ سأَقُولُ بجلب إبتسامة إلى وجهِي، لكن ذلك سَيَكُونُ آمنَ، لا هو , سيدتي؟
    - Bir şey söylemeyecektim ama evet. - Evet. Open Subtitles أنا ما كُنْتُ سأَقُولُ أيّ شئَ، لكن، نعم.
    Ben 'dondurma alalım' diyecektim ama o da olur. Open Subtitles حَسناً، أنا كُنْتُ سأَقُولُ إحصلْ على بعض الآيس كريمِ، لكن الموافقةَ.
    Evet, ben de bunu diyecektim. Open Subtitles نعم، ذلك ما أنا كُنْتُ سأَقُولُ.
    Koca çeneni kapa, diyecektim. Ama bildin sayılır. Open Subtitles أنا كُنْتُ سأَقُولُ "نباح سمين"، لَكنَّك في ballpark.
    - Birbirimizi öldürürüz diyecektim. Open Subtitles أنا كُنْتُ سأَقُولُ قتلَ بعضهم البعض.
    Arkadaşız diyecektim. Open Subtitles أنا كُنْتُ سأَقُولُ بأنّنا أصدقاءَ.
    Aslında sabah kahvaltısı diyecektim. Open Subtitles الآن، تَرى، أنا كُنْتُ سأَقُولُ فطورَ.
    Aslında, yumurtayı diyecektim. Open Subtitles في الحقيقة، أنا كُنْتُ سأَقُولُ البيضَ.
    Daha büyük bir ev diyecektim. Open Subtitles أنا كُنْتُ سأَقُولُ a شُقَّة أكبر.
    diyecektim ki, bu büyük bir adım. Open Subtitles بإِنَّني كُنْتُ سأَقُولُ كُنْتُ...
    Savunmasız diyecektim. Belki de biraz üzgün, ama... Open Subtitles أنا كُنْتُ سأَقُولُ ضعيف، لَرُبَّمَا a منزعج إلى حدٍّ ما، لكن...
    - Ben de öyle diyecektim. Open Subtitles - أنا كُنْتُ سأَقُولُ.
    Tam da onu söyleyecektim. Open Subtitles أنا كُنْتُ سأَقُولُ بالضبط الذي سمعته للتو
    Seni özleyeceğimi söyleyecektim, ama ibne değilim ben. Open Subtitles أنا كُنْتُ سأَقُولُ ذلك أنا سَأَتغيّبُ عنك، لكن لَستُ a مخنّث.
    Evet, ben de aynısını söyleyecektim. Open Subtitles نعم، ذلك... ذلكالذي أنا كُنْتُ سأَقُولُ.
    Bak Shel, bunu daha önce söylemeyecektim ama... burası sahiden çok pejmürde. Open Subtitles حَسَناً. تَعْرفُ، شيل، أنا ما كُنْتُ سأَقُولُ هذا قبل ذلك، لكن هذا رخيصُ جداً.
    Bunu da söylemeyecektim. Open Subtitles أنا ما كُنْتُ سأَقُولُ ذلك ايضا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more