Böyle görünmek için aldığım İnanmayı tercih ederlerse tek şeyin bu olduğuna inanmayı seçerlerse, öyle olsun. | Open Subtitles | ..إذا اختاروا أن يصدقوا أن هذا هو الشيء الوحيد الذي آخذه، لأبدو هكذا فليكن، يجب أن يكونوا أذكى من ذلك |
"Ben de daha akıllı görünmek için ukala bir yayına gönderme yapıyorumdur kesin." | Open Subtitles | وأنا على الأرجح أشير الى شيء سمعته في النشرة الصوتية لأبدو أذكى |
Blöftü. İyi görünmek için blöf yaptım | Open Subtitles | كانت مزحة كنت أمزح لأبدو لطيفا |
Rakiplerim, kendileri gibi görünmem için hakkımda yalanlar uyduruyor. | Open Subtitles | في محاولة منهم لأبدو مثلهم.. فاسداً |
Lisedeki bir ponpon kızı gibi görünmek istemem ama ben-ben-ben bu konuda birlikte olduğumuza sevindim. | Open Subtitles | حسنا, ليس لأبدو كمشجع من الثانوية ولكنني سعيد أننا كنا في هذا سويا |
Ve gerçek şu ki, senin gibi görünmek için her şeyimi verirdim. | Open Subtitles | والحقيقة هي، قد أفعل أي شيء لأبدو مثلك |
Sence seksi görünmek için mi böyle uzanıyorum? | Open Subtitles | -أتظنّني أستلقي هكذا لأبدو جذّابةً جدّاً؟ |
Sırf mütevazı görünmek için sanırım diyorum çünkü yaptım anasının gözünü! | Open Subtitles | وأنا أقول "أعتقد" لأبدو متواضعاً فقط لأن بحق "سام هيوستون" اللطيف لقد فعلتها -حقاً ؟ |
Mahkemede akıllı görünmek için fısıldıyorum. | Open Subtitles | أنا أهمس في المحكمة لأبدو ذكياً |
Daha kötü görünmek için ne yapmam lazım? | Open Subtitles | ماذا يمكنني أن أفعل لأبدو أسوأ؟ |
Güzel görünmek için bir sürü zaman harcıyorum ve en pasaklı elbisemi giydiğimde hoş bir çocuk bana yazıyor. | Open Subtitles | {\pos(190,210)}،أقضي وقتاً طويلاً لأبدو بمظهرٍ جميل و عندما أرتدي ثياباً رثّة، ألتقي بفتىً لطيف. |
- Havalı görünmek için yaptırmadım. | Open Subtitles | لم أحصل عليه لأبدو رائعاً |
Daha iyi görünmem için. | Open Subtitles | - لأبدو بشكل جيد |
- Tekrar kendim gibi görünmek. | Open Subtitles | لأبدو كما كُنت مُجدداً |