| Sizin için biraz kuzu pirzolası saklama cüretini gösterdim. | Open Subtitles | أخذت الحرية لأبقائي بعض ضلوع الضأن المشوية لك |
| - Bunu asla yapmayacağımı biliyorsun! Yani planın bu. Kabul etmeyeceğimi biliyorsun yani beni burada tutmak ve George'un da ülkemi yönetmesi için bir bahanen olacak! | Open Subtitles | إذاً فاللعبة هي أن تقدم لي مطالبات تعلم أني لن أقبلها وتستخدمها كعذر لأبقائي هنا |
| Gitmek istediğimi duyunca, yapmam için 20 bin tane ayak işi buldu. | Open Subtitles | اعني عندما سمعت بأنني أريد المغادرة لقد كان لديها حوالي ال20 الف مهمة لأبقائي مشغولة |
| Peşini bırakmadığınız için teşekkürler. | Open Subtitles | شكرا لأبقائي على إطلاعُ بالأمر |
| Tony! Eğer beni hayatta tutmak için onun bedenini alamıyorsam, | Open Subtitles | ! توني , إذا لايمكنني اخذ جسمه لأبقائي حيا |
| Bisiklet sürerken beni koruması için. | Open Subtitles | أنها لأبقائي آمناً وأنا أركب دراجتي |
| Bunu aklımda tuttuğum için beni affet. | Open Subtitles | سيكون عليك مسامحتّي لأبقائي لها في عقلي |
| Ama bunun için seni bir süre daha Los Angeles'ta tutmam gerek. | Open Subtitles | لكنه سيكفي لأبقائي هنا في (لوس أنجليس) لفترة من الزمن |