"Bu deri altında hepimiz kardeşiz, ve bunu kanıtlamak için insanlığın derisini yüzmeye hazırım." | Open Subtitles | كلنا أشقاء تحت جلودنا و أنا جاهز لأسلخ جلد البشرية لأثبت ذلك |
Ve bunu kanıtlamak için teste ihtiyacım yok. Üzgünüm. | Open Subtitles | أود أن أتزوجك ولا أحتاج لاختبار لأثبت ذلك |
Şimdi bunu kanıtlamak için seni öpeceğim. | Open Subtitles | أعتقد أني سأقبلك الآن لأثبت ذلك |
FBI Kanıtlamam için bana bir takım verdi. | Open Subtitles | وقدمت لي المباحث الفيدرالية فريقاً لأثبت ذلك. |
Bunu size ispatlamak için bir röntgen filmi sunmalı mıyım? | Open Subtitles | هل عليّ أن أقدم صورة بآشعة إكس لأثبت ذلك ؟ |
Seni seviyorum ve bunu kanıtlamak için birşeyler yapacağım! | Open Subtitles | أحبك , وسأفعل أي شيئ لأثبت ذلك ! يجب أن تصدقيني |
Size bunu kanıtlamak için, alış faturasını göstereceğim. | Open Subtitles | سأريك اٍيصالات الشركة لأثبت ذلك لك |
bunu kanıtlamak için, seni Versailles'a Reservoirs'da çaya götüreceğim. | Open Subtitles | لأثبت ذلك, سأخذكِ في سيارتي (لنشرب الشاي في الـ(ريزرفوار) في (فرساي |
bunu kanıtlamak için bir fırsat ver bana. | Open Subtitles | فقط اعطيني فرصة لأثبت ذلك لكِ |
bunu kanıtlamak için ölmüş gibi yapmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | كان علي تزييف موتي فحسب لأثبت ذلك ! |
bunu kanıtlamak için buradayım. | Open Subtitles | -و أنا هنا لأثبت ذلك |
İlerleme kaydediyor Shahir. Kanıtlamam için bir şans ver. | Open Subtitles | حالته تتقدم يا "شهير" فقط أعطني الفرصة لأثبت ذلك. |
Yolcu otobüsleriyle kaçakçılık yapma ve FBI Kanıtlamam için bir takım verdi. | Open Subtitles | الحافلات تهريب البضاعة في حافلات المسافرين... وقدمت لي المباحث الفيدرالية .فريقاً لأثبت ذلك |
Yapmadığımı ispatlamak için ne yapabilirim? | Open Subtitles | ماذا أفعل لأثبت ذلك ؟ فقط اخبرني .. |
Bunu ispatlamak için her şeyi yapacağım. | Open Subtitles | وسأفعل كل ما بوسعي لأثبت ذلك |