Bazen çoğunluğun iyiliği için gereken şeyi yapmak gerekir. | Open Subtitles | أحيانًا تفعل ما هو ضروري لأجل الصالح العام. |
Kendine bunun çoğunluğun iyiliği için olduğunu hatırlatıyorsun ve bir gün seni affedeceklerini umuyorsun. | Open Subtitles | تذكر نفسك إن هذا لأجل الصالح العام و تأمل أن يصفح عنك في يومِ ما |
Bazen çoğunluğun iyiliği için zor bir karar vermek zorunda kalırsın. | Open Subtitles | أحياناً عليك إختيار القرارات الصعبة لأجل الصالح العام |
Bir takas olduklarını, çoğunluğun iyiliği için feda edildiklerini hayatlarını insanlığı sonraki seviyeye taşımak için verdiklerini söyleseydim. | Open Subtitles | ،قد تم تبادلهم ،تضحية لأجل الصالح العام أنهم أعطوا حياتهم لينقلوا البشرية |
Bunu daha yüce bir amaç uğruna yaptın. | Open Subtitles | إنك تفعل هذا لأجل الصالح العام |
Çoğunluğun iyiliği için fedakârlık yaptın. | Open Subtitles | تضحيتك لأجل الصالح العام إليك مكافئتك |
Berman'a dava açabilmek için, içeriden birisine ihtiyacın olduğunu söyledin. Halkın iyiliği için. | Open Subtitles | قلتِ أنّكِ احتجتِ لشخصٍ من الداخل لإثبات القضيّة ضدّ (بيرمان)، لأجل الصالح العام. |
- Git! Git, herkesin iyiliği için. | Open Subtitles | -انطلق لحلها ، لأجل الصالح العام |
Hepimizin iyiliği için. | Open Subtitles | أحياناً لأجل الصالح العام. |
Herkesin iyiliği için. | Open Subtitles | لأجل الصالح الأسمى. |
Bak Sean, ailenin iyiliği için anahtar meselesinde sana bir müddet daha müsaade etmeye karar verdik. | Open Subtitles | إسمع يا (شون)، لقد إتفقنا لأجل الصالح العام للعائلة... أن نمهلك مزيداً من الوقت لأجل الحصول على المفتاح. |
Daha yüce bir amaç ve Johnny 5 uğruna. | Open Subtitles | لأجل الصالح العام ولأجل جوني فايف |