Mickey için duyduğun suçluluktan değil. İnsanlar için, ünvan için değil, para veya benim için de değil - kendin için. | Open Subtitles | ليس لأجل الناس أو أبننا أو انا فقط لأجلك أنت |
Bunu, kuralına göre oynamaktan başka hiçbir şey yapmayan insanlar için yapacağım. | Open Subtitles | سأقوم بذلك لأجل الناس البسطاء الذين لم يقوموا بشيء خارج القانون |
Seks için hap alan insanlar için reklam o. | Open Subtitles | الإعلان لأجل الناس الذين يحتاجوا الحبوب ليتضاجعوا |
Kendim için değil, filodaki insanlar için. | Open Subtitles | ليس لأجلى بل لأجل الناس بالأسطول |
Halk için çalışan ve halka karşı sorumlu olan halktan bir hükümet. | Open Subtitles | حكومة من الناس لأجل الناس ! ومسؤولة للناس |
ancak eğer bunları insanlar için örnekleyebilirseniz eğer bunları insanlara verirseniz onlar bunu değiştirip oynayabilir ve geri bildirim verirler böylece ders çıkarabilir, görebilir ilerleyebilir ve anlayabilirler. | TED | لكن إن أمكنكم صناعة نماذج للأشياء لأجل الناس, إذا قمتم بإعطاء الناس أشياء يستطيعون التلاعب و اللعب بها عندها يأتي رد الفعل, حينها بإمكانهم تعلم الدرس بإمكانهم أن يروا, بإمكانهم التحرك بإمكانهم أن يدركوا. |
Siz güzel insanlar için bunu yapacağım. | Open Subtitles | أرغب في فعلها لأجل الناس |