"لأحافظ" - Translation from Arabic to Turkish

• korumak
• Korumam
• tutmak

Meme altı kıvrımını korumak için meme başı çevresinden keserim.
سأقوم بعمل شق حول الهلال لأحافظ على الطية تحت الثدي.

Ama itibarımı korumak için kaseti geri almak istediğimde beni dinlemedin bile.
لكن عندما احتجت ان استرد الشريط لأحافظ على كرامتي، لم تستمع حتى.

Bana hep tasarruf yapmak için ışıkları kapatmam ve kaynakları korumak için kağıtları geri dönüşüme yollamam söyleniyordu.
كان يقال لي بأن أطفئ الإضاءة من أجل الحفاظ على الطاقة وأن أعيد استخدام الورق لأحافظ على الموارد.

Kimseye söyleme. Korumam gereken kötü bir şöhretim var.
لا تخبر أيّ أحد، لديّ سمعة سيئة لأحافظ عليها.

Korumam gereken bir irtibarım var.
- إذاً أنا حصلتُ على مكانة مرموقة لأحافظ عليها ولم أتنازل عنها أبداً

Bu aileyi bir arada tutmak için her şeyi yapıyorum canım.
أنا أفعل كل ما فى وسعى لأحافظ على هذه العائلة معا

Seni hiç aldatmak istemedim. Bunu sadece seni korumak için yaptım sevgilim.
إننى لم أخونك أبدا لقد فعلت ذلك لأحافظ عليك يا حبيبى

Formumu korumak için futbol ve masa tenisi oynuyorum.
أنا ألعب كرة القدم وتنس الطاولة لأحافظ على رشاقتي

Evet, bayrağınıza saygısızlık yaptım, ama temsil ettiği özgürlüğü korumak için.
نعم, لقد دنست العلم لكن فقط لأحافظ على قيمة و معنى الحرية

Amatör statümü korumak için kısa süre önce istifa ettim.
لقد إٍستقلت مؤخراً لأحافظ على وضعي كهاوي

Hayat tarzımı korumak için birilerinin ölmesi gerekiyorsa bu cennetin bedelidir.
و كما أرى الأمر, إذا توجب على شخص ما أن يموت لأحافظ عىل نمط حياتي فذلك هو ثمن النعيم

Tam da bedenimi korumak için bir söz vermişken işlevsiz bir organım olan apandis tarafından ihanete uğradım.
عندما أضع التزاماً لأحافظ على جسدي يتم خيانتي من قِبل زائدتي عضو بلا وظيفة

Kas kütlemi korumak için günde 10.000 kalori almam gerek.
يجب علي ان آكل 10.000 سعره حراريه في اليوم لأحافظ على كتلتي العضليه

Korumam gereken bir ünüm var.
لدى سمعه لأحافظ عليها أيها المفتش

Kimseye söyleme. Korumam gereken bir ünüm var.
لا تقل أي أحد لدي سمعة لأحافظ عليها

Korumam gereken bir itibarım var.
لدى سمعة لأحافظ عليها

Korumam gereken bir evliliğim var.
انظر لدي زواج لأحافظ عليه

Çalışıyordum. Gizli kimliğimi Korumam gerekiyordu.
جاهدا لأحافظ على غطائي.

Askerlerimin moralini yüksek tutmak için herşeyi yaparım.
حسناً، أفعل أي شيء لأحافظ على معنويات القوات

Keyifli grubumuzu birlikte ve stresten uzak tutmak için.
لأحافظ على وحدة عصابتنا البهيجة وأحررها من الضغط