Derhâl arka kapıdan çık ve kimseye bir şeycik söyleme. | Open Subtitles | اخرجى من الباب الخلفى الآن ولا تقولى اى شئ لأحد |
Burada kimseye karşı sorumlu değiller. Başkasının iznine tabi değiller. | Open Subtitles | هنا لا ينظرون لأحد لا يعيشون على حساب رحيل آخرين |
Başka kimsesi olmadığı ve birine mektup yazmak zorunda olduğu için bana yazmıştı. | Open Subtitles | كتب لي لأنه ليس لديه أحد آخر و كان عليه أن يكتب لأحد |
Eğer birine tuzak kuracaksan, ve işe yaramasını istiyorsan... bu süpriz olmalı. | Open Subtitles | إن كنت تود نصب كمين لأحد في العمل، يجب أن تكون مُفاجأة. |
Binlerce kişi en eski asil ailelerden birinin genç üyesini selamlıyor. | Open Subtitles | انها تحظى بترحيب مكلى الاف الجماهير هتفت لأحد أعضاء العائلة المالكة |
Tamam, kapını kilitle ve ne olursa olsun hiç kimseyi içeri alma. | Open Subtitles | أقفلي بابك ولا تسمحي لأحد بالدخول مهما كانت الظروف. سأقفله. سأراك لاحقاً. |
Hayatta kalan kazazedelerden birini neden ziyarete gittiğinizi sorabilir miyim? | Open Subtitles | أيمكنني أن أسألك عن سبب زيارتكِ لأحد الناجين في المستشفى؟ |
Ben kendi evimde yaşarken, kimseye cevap vermek zorunda değildim. | Open Subtitles | عندما كنت أعيش في المنزل, لم يكن عليّ السماع لأحد |
Bak, o hiç kimseye ödeme yapmadı, bunun doğru şey olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | ما أقصده أنه لم يدفع مالاً لأحد ويظن أنه يحقّ له ذلك |
Kamyonetini ormana doğru sürdü kimseye de bir şey demedi. | Open Subtitles | قاد شاحنته فقط إلى الغابة ، لم يقل شيئا لأحد. |
Bir aydır tümörden haberi varmış, ama kimseye tek kelime söylememiş. | Open Subtitles | كان يعلم بشأن الورم طيلة شهر ولم يتفوه بكلمة واحدة لأحد |
Eğer birine tuzak kuracaksan, ve işe yaramasını istiyorsan... bu süpriz olmalı. | Open Subtitles | إن كنت تود نصب كمين لأحد في العمل، يجب أن تكون مُفاجأة. |
Eğer birine haberi olmadan uyuşturucu verirseniz tam olarak etkili olmaz. | Open Subtitles | ان اعطيته لأحد بدون ان تخبريه فلا يقوم بضبط المزاج المناسب |
Alabilmek için gazete bayiindeki ihtiyar adamlardan birine vermek zorunda kaldım. | Open Subtitles | توجب على الذهاب لآخر الطريق لأحد أكشاك صحف العجائز للحصول عليها |
Hayır, sadece birinin peynirli yaparken çuvallayacağı fikrini kabul etmek istemiyorum. | Open Subtitles | لا، أرفض تصديق أنه يمكن لأحد ألا يحسن طبخ المكرونة بالجبن |
birinin karşısında diz çökmektense kalbimi göğsümden ellerimle çıkartıp yerim! | Open Subtitles | سأقتلع قلبي من صدري و آكله قبل أن أنحني لأحد |
Polislerin kimseyi içeri sokmaması lazımdı. Sen sorun değilsin ama... | Open Subtitles | ذلك الشرطي عليه ألا يسمح لأحد بالدخول أنه أنت .. |
Hastanede, tasarladığı MRI makinalarından birini kullanımdayken inceliyordu ve genç bir aile gördü. Orada küçük bir kız vardı; | TED | كان في المستشفى ينظر لأحد أجهزة التصوير بالرنين المغناطيسي تُستخدم حينما رأى أسرة شابة. كانت هناك طفلة، |
birisi bana insan gibi davranıp neler döndüğünü açıklar mı? | Open Subtitles | هل يمكن لأحد أن يعاملني كشخص ويخبرني ماذا يحدث ؟ |
Sizleri rahatsız ettiğim için özür dilerim, ama şeflerden biriyle bir kaza oldu. | Open Subtitles | في الحقيقة أنني متأسف على انتهاك حرمتكما ولكن هناك حادث وقع لأحد الطهاة |
Çok fazla baskı var. kimseyle konuşamıyorum. Çok rekabetçi bir ortam. | Open Subtitles | هناك ضغط كبير لايمكنني التحدث لأحد, لأنهم أعلى مني في المستوى |
O taraftaki birisinin fiziksel olarak buradan bir şeyi etkilemesi mümkün mü? | Open Subtitles | هل يمكن أن يكون لأحد من الجانب الآخر تأثير ماديّ على عالمنا؟ |
Bazen, birisi birisine yardım ettiğinde karşılığında bir şey alırlar. | Open Subtitles | عندما يُقدم أحد خدمة لأحد فإنه ينتظر شيء في المقابل |
Oda ayrıca, KYV konserindeki şarkıcılardan biri için soyunma odası olarak kullanıyormuş. | Open Subtitles | الغرفة كان يتم إستخدامها أيضًا كغرفة تبديل ملابس لأحد المؤدين في الحفل. |
Çünkü onun. hiç kimse için kılını kıpırdatmasına gerek yoktu. | Open Subtitles | لكن ذلك لأن بولي لم يكن عليه أن يتحرك لأحد |
Bu aslında astronot olmak gibi birşeydi çünkü biz kimsenin daha önceden görmediği şeyleri görür ya da gidip görmediği yerlere giderdik. | TED | كأنّنا كنّا رائدي فضاء، لأنّنا تمكّننا من الذهاب إلى أماكن و رؤية أمور لم يسبق لأحد رؤيتها أو الذّهاب إليها من قبل. |