"لأخاطر" - Translation from Arabic to Turkish

• riske
• göze
• risk
• tehlikeye

Bir taşıyıcı olmamı ve sizin pisliğinizi temizlemek için hayatımı riske atmamı istiyorsunuz.
تريدون زراعة شريحة بداخلي كأني نوع من الحيوانات لأخاطر بحياتي كي أقوم بتنظيف فوضاكم.

Onlara bilerek hatalı zırh vererek askerlerin hayatını asla riske atmam.
لم أكن لأخاطر أبداً بحياة الجنود بتزويدهم بدروع وقائية معيبة على نحو متعمد

Şey, Lawndale de ne olduğunu biliyorum ben de onları şaşırtmak istiyorum fakat eğer tek adamım dahi ölecekse uygulayacağım oyunda herhangi bir riske girmem.
وأودّ أن أعاقبهم أيضاً إن تركوا أحد رجالي للموت ولكن لم أكن لأخاطر بشخص آخر في العملية

Hiçbir şey görmediler. Karıma zarar verme riskini göze alamam çünkü.
هُم لمْ يروا شيئاً، لمْ أكن لأخاطر بإيذاؤكِ لزوجتي.

Olsaydı, bu savaşı bitirmek için her şeyi göze alırdım.
لو أن ثمة طريقة أخرى، كنت لأخاطر بأي شيء لأوقف ذلك

Bay Risley, inancımızın ve ülkemizin geleceği için, çok büyük bir risk almaya hazırım.
سيد رايسلي في سبيل إيماننا ومستقبل بلادنا أنا على استعداد لأخاطر بالكثير

Hiç tanımadığım biri için hayatımı tehlikeye atmam gibi bir doğru seçim mi?
مثل إختياري لأخاطر بحياتي لكي أنقذ شخص غريب

Bunu yapabileceğini bilmesem kariyerimi senin için riske atmazdım.
أنظر، لو أنني لم أكن متأكدة من أنك فعلها ما كنت لأخاطر بمقابلك بوظيفتي

Hiç kimse için kendimi böyle riske etmem.
لم أكن لأخاطر بالخروج بمكان مفتوح لأي شخص

Üçünü karanlığın derinliklerinden 20 yılda inşa ettiğim programla anlaşarak hayatlarımızı riske atmaları için yetiştirmedim.
من اعماق الغموض فقط لأخاطر بحياتهم و حياتي من أجل هذه المساله من خلال المساس بالبرنامج الذي قضيت

O yüzden Bay Steadman riske girmem için bir tek geçerli neden söyleyin.
( إذن ، سيد ( ستيدمان أعطني سبب واحد جيد لأخاطر بنفسي معكم

- Müdürüm benim de riske edecek bir kariyerim yok.
-حسناً . حضرة النقيب، أنا أيضاً ليس لديّ مهنة لأخاطر بها، لمَ لا..

Bir hiç için hayatımı riske atmazdım.
لم أكن لأخاطر بحياتي من أجل لا شيء

- Karşılığında hayatımı riske atarım.
.. ! -انت تدفع لي لأخاطر بحياتي

Gerçekten senin hoş intikam fantezilerin uğruna Finn'in hayatını riske atacağımı mı sanıyordun?
أتحسبني كنتُ لأخاطر بحياة (فين) في سبيل إنتقامك المثير للشفقة؟

- Müdürüm! Benim riske edecek bir kariyerim yok.
ليس لديّ مهنة لأخاطر بها.

Sizin bunu engellemenizi göze alamazdım.
لم أكن لأخاطر بإيقاف ذلك العلاج.

Rezil bir durum. Yerinizde olsam bunu göze almam.
إنَّه أمر مريع، ما كنت لأخاطر بأكلهم.

- Soruşturmamızın açığa çıkmasını göze alamazdım.
ما كنتُ لأخاطر بكشف تحقيقنا. أيّ تحقيق

Yerinde olsam, diğer tesislere de risk atmazdım.
ما كنت لأخاطر ببقية الحمامات لو كنت مكانكِ

Hayatlarını kurtarabilirim. Hayatımı tehlikeye atmam için yeterli bir neden bu.
بوسعي إنقاذ حيوات، وهذا سبب كافٍ لأخاطر بحياتي