"لأخبركم" - Translation from Arabic to Turkish

    • söylemeye
        
    • söylememe
        
    • Anlatacak
        
    • söylemek gerekirse
        
    • söylemem
        
    • anlatmak
        
    • anlatabileceğim
        
    • sizlere söylemek için
        
    • söylemek için çağırdım
        
    • size bunu
        
    • anlatacağım
        
    • söylemek için buradayım
        
    Kızların kodlama yapmaması gerektiğini söylemeye gelmedim. TED ولست هنا لأخبركم أنه لا يجب على الفتيات أن تكتب الأكواد.
    dedi. Fakat, aslına bakarsanız ben size bunu kalemin bir çizgisiyle yapabileceğinizi söylemeye geldim. TED حسنًا، أنا هنا لأخبركم انه نعم ، يمكنكم القيام بذلك بقلم.
    Size işlerin kötü olduğunu söylememe gerek yok. Bunu herkes biliyor. Open Subtitles لست بحاجة لأخبركم أن الأمور سيئة، الجميع يعرفون أن الأمور سيئة
    Siz Anlatacak ve soracak çok şeyim var. Open Subtitles لدي الكثير لأخبركم به و الكثير من الأسئلة
    Doğruyu söylemek gerekirse, biraz sinir bozucuydu. Open Subtitles لأخبركم الحقيقة,وجدت ذلك مثيراً للاضطراب
    Size söylemem için iki dakikam kaldı. Hayal gücünüzün limitlerini zorlayacak. TED لدي دقيقتان لأخبركم أنه سيذهب إلى حيث تأخذه مخيلتكم.
    Buraya helâdaki söylentilerin doğru olduğunu söylemeye geldim. Open Subtitles أنا هنا يا رجال لأخبركم أن إشاعات المرحاض حقيقية
    Karavanı yakanın ben olduğumu söylemeye geldim. Open Subtitles جئت لأخبركم بأنني الذي أشعل النار في تلك المقطورة
    Ve bu gece buraya, yeniden ayağa kalkacağımı söylemeye geldim. Open Subtitles و أتيتُ هنا الليلة لأخبركم بأنني سأنهض مُجدداً
    "Not: Seni Seviyorum"u kime yazdığımı size söylemeye hazırım artık. Open Subtitles والآن أنا مُستعدة لأخبركم "عن من كانت أغنية"مُلاحظة أنا أُحبك
    Bununla geçinilemeyeceğini söylememe gerek yok. TED لا داعي لأخبركم أنكم لا تستطيعون العيش بهذا.
    Bu adamların pislik olduğunu söylememe gerek yok herhalde. Open Subtitles لا أعتقد أنه كانت هناك حاجة . لأخبركم يا رفاق بهذة الأشياء الغير لائقة
    İki saati geçti, sana onun saygınlığını söylememe gerek yok. Open Subtitles انها كانت اكثر من ساعتين ولست بحاجة لأخبركم بسمعته.
    - Anlatacak çok şey yok. Open Subtitles أخبرينا بكل شيئ - ليس هناك ما الكثير لأخبركم به -
    - Anlatacak o kadar çok şey var ki. Open Subtitles -لديّ الكثير من الأشياء لأخبركم بها
    Gerçeği söylemek gerekirse, burada olmak istediğimden emin değilim. Open Subtitles لأخبركم الحقيقة، إنني لست متأكداً من رغبتي بالقدوم إلى هنا
    doğruyu söylemek gerekirse baylar bunlarla pek rahat sayılmam - bi divan oluşturalım mı? Open Subtitles لأخبركم بالحقيقة أيها السادة أنا لست مرتاحاً لهذا الحل
    Geri gelip kaçırılanların yerini söylemem gerekiyordu. Open Subtitles تحتمتعليّالعودة، لأخبركم أين أخذ المُختطفين الأسرى.
    Yani size bu konuyu anlatacağım, 18 dakikamı neden bunu yaptığımızı, nasıl yaptığımızı ve ne yaptığımızı anlatmak için kullanacağım. TED لذا سأقوم بالحديث لكم حول هذا، أستخدم دقائقي الثماني عشرة لأخبركم لماذا أفعل ذلك، كيف نفعلها، وبعد ذلك ماذا نفعل.
    O günle ilgili anlatabileceğim çok şey yok. Open Subtitles لا يوجد الكثير لأخبركم حول ذاك اليوم
    bu sizlere söylemek için iyi bir zaman, şey, ben... Open Subtitles إنّها فرصة مناسبة يارفاق لأخبركم بأنّني..
    Sizi buraya bu özel muamelenin artık bitmesi gerektiğini söylemek için çağırdım. Open Subtitles حسناً لقد أحضرتكم جميعاً هنا اليوم لأخبركم أن المعامله الخاصه يجب أن تتوقف
    Tabii ki bu ayrıca doğru ve size bunu anlatmak için buradayım: Çocuklarınız iyi. TED طبعاً هذا صحيح، أنا هنا لأخبركم أن الأطفال على ما يرام
    Bu akşam size neden işimin ve perspektifimin değiştiğini anlatacağım. TED لكنني هنا الليلة لأخبركم عن شيءٍ شخصي، غيّر عملي ومنظوري.
    Şu an gerçekleşmekte olan inanılmaz dördüncü üretim devrimini size söylemek için buradayım. TED أنا هنا لأخبركم عن ثورة التصنيع الرابعة المذهلة والتي هي قيد التنفيذ الآن

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more