saklanacak bir yer bulduğum için onun yanında olmaktan mutlu oldum. | Open Subtitles | لقد كنت سعيدة جداً إلى جانبه، بعدما وجدت مكان لأختبئ بهِ |
Karnının içinde büyüyen bebeğin babasıyım, ve saklanacak güvenli bir yere ihtiyacım var. | Open Subtitles | أنا الأب لهذا الطفل الذي ينمو بداخلها و أحتاج لمكان آمن لأختبئ فيه. |
Benimki gibi bir sorunu olan biri için... dünyada saklanacak yer yok. | Open Subtitles | من المشكلة لشخص مثلي لايوجد مكان في الأرض لأختبئ |
Çok gizli bir hükümet dosyası olsaydım nereye saklanırdım? | Open Subtitles | اذا كنت ملفاً سرياً للحكومة أين كنت لأختبئ ؟ |
Seçim yapabileceğim tek şey saklanacağım köşenin hangisi olacağıdır. | Open Subtitles | خياري الوحيد... هو البحث عن ركنٍ لأختبئ. |
Ben gidip tuvalette saklanacağım. | Open Subtitles | سوف أذهب لأختبئ في الحمام. |
Sizin yerinizde olsaydım, majesteleri, saklanacak bir yer bulurdum. | Open Subtitles | لو كنتُ مكانكِ يا صاحبة الجلالة، لبحثتُ عن مكانٍ لأختبئ. |
Benim için saklanacak yuva da olmadığından yuva yaptım. | Open Subtitles | و لم يكن هناك مأوى لأختبئ في لذلك بنيتُ واحداً |
- hemde 'benimle zaman geçirmek için'... - Millie, saklanacak bir yere ihtiyacım vardı. | Open Subtitles | لقضاء الوقت معي - ميلي , لقد احتجت لمكان لأختبئ فيه - |
- saklanacak bir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شئ لأختبئ منه |
Paul, başım belada. saklanacak bir yere ihtiyacım var. | Open Subtitles | {\pos(190,230)}(أنا في مشكلة يا (بول أريد مكان لأختبئ فيه |
Lütfen Baba, saklanacak bir yere ihtiyacım var. | Open Subtitles | أرجوك يا (بابا)، أحتاج مكان لأختبئ فيه |