| Seni almaya geleceğimi ve evde rahat rahat bekleyebileceklerini söyledim. | Open Subtitles | قلت لهما إنني سآتي لأخذك ويمكنهما البقاء في المنزل والاسترخاء |
| Üst kata çıkıp annen seni almaya gelene kadar aşağı inmemeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تذهبي إلى أعلى الدرج ولا تنزلي حتى تأتي أمك لأخذك |
| Wong'tan seni şehre elbise almaya götürmesini isteyebilirsin. | Open Subtitles | يمكن أن تسألي ونج لأخذك إلى البلدة لشراء الملابس |
| Saat 11'de sizi tiyatrodan bizzat alacağım. | Open Subtitles | هذا جيد حينئذ سأجئ شخصياً لأخذك من مسرحك الساعة 11: 00 |
| "Sevdiğin seni buralardan götürmeye geliyor, güzel kız." | Open Subtitles | لأخذك معي يا كاجول حبيبك شاروخ قادم إليك |
| Zannedersem özür dilemek için veya, paskalya vaaz sırasında bir yer almak için geldiniz. | Open Subtitles | لأخذك مكالمة هاتفية أثناء خطبتتي بعيد الفصح ؟ |
| Tek bir dakikalığına dene. Hoşlanmazsan, ara beni gelip seni alayım. | Open Subtitles | جربها و اذا لم تحبها اتصل بي و سوف اتي لأخذك |
| Birazdan birileri seni alt kata götürmek için burada olur. | Open Subtitles | شخص ما سيكون هنا بعد قليل لأخذك للطابق السفلي |
| Tavşan Ayağı'nı bulacak, çatıya çıkacak hazır olduğunda telsizle bildireceksin biz de seni almaya geleceğiz. | Open Subtitles | و أن تعثر على قدم الأرنب و تعود للسطح و أن تتصل بي عندما تكون جاهزا للقفز فنأتي لأخذك |
| Ekip seni almaya gelmiş ve bir sokak dolusu cesetle karşılaşmışlar. | Open Subtitles | لقد ذهب الفريق لأخذك و لكنهم فقدوا الاتصال بك |
| Ya bir sonraki uçağa binersin, ya da seni almaya geliyorum. | Open Subtitles | الرحلة القادمة, او أنني سأتي إلى هناك لأخذك بنفسي |
| Ben de seni almaya geliyorum. Daha sonra seninle beraber baska bir yere gidecegiz. | Open Subtitles | سوف اَتي لأخذك , ثم أنا وأنت سنذهب لمكان |
| Eğer uslu olursan annen ve baban zenginleşip seni almaya gelecekler. | Open Subtitles | اذا احسنت التصرف سيصبح والداك اغنياء وسيأتون لأخذك |
| Çünkü, hoşlandığınız çocuk sizi almaya gelirken gizemli bir şekilde ona araba çarpmıştır. | Open Subtitles | لأن الولد الذي تعجب به صدمته سيارة بطريقة غامضة وهو في طريقه لأخذك للحفلة |
| Peki. Ama dizüstü bilgisayarı verdikten sonra geri gelip seni alacağım. | Open Subtitles | حسناً، لكنني سأعود فوراً لأخذك بعد اعادة الـ لاب توب |
| Adresini yarın bu numaraya mesaj at, gelip seni alacağım. | Open Subtitles | أرسلي عنوانك لهذا الرقم غدًا و سآتي لأخذك |
| "Sevdiğin seni buradan götürmeye geldi, güzel kız." | Open Subtitles | لأخذك معي يا كاجول حبيبك شاروخ قادم إليك |
| Ben ve Bay Scott seni eve götürmeye geldik. | Open Subtitles | أنا والسّيد سكوت جئنا لأخذك للبيت |
| Hey, yakışıklı, seni almak için geri döneceğiz. | Open Subtitles | هاي ياوسيم، سنعود لأخذك لاحقاَ |
| Cumartesi akşamı sekizde alayım mı? | Open Subtitles | إذاً، أمر لأخذك يوم الثلاثاء في الثامنة؟ |
| Mesaiden sonra seni bir yere götürmek istiyorum. | Open Subtitles | أنا بحاجة لأخذك في مكان ما في يوم عطلتك التالي. |
| Özel şirketler uzayın içine sıçrıyor ve sizi Mars’a götürmekten mutluluk duyuyorlar. | TED | فالشركات الخاصة هي التي تقفز إلى الفضاء وسيكونون سعداء لأخذك إلى المريخ. |
| Yeni sorumlu subayın gelip seni alacak. Hepsi orada yazıyor. | Open Subtitles | سيأتي ضابطك المسؤول لأخذك كله مكتوب هناك |
| - Tamam. Seni almamı ister misin? | Open Subtitles | حسناً أتُريديني أَنْ أَتي لأخذك ؟ |
| - Suçu üzerine aldığın için teşekkürler. | Open Subtitles | لكن ، مهلاً ، شكراً لأخذك الضرب نيابة عنّي |
| Eric, sabah beni ararsan gelip seni alırım. | Open Subtitles | أريك أطلبنى بالصباح عندما تريدنى أن أأتى لأخذك |