Şimdi onu ikna etmeliyiz. Prensleri Kule'den çıkarmak için onunla birlikte çalışıyoruz. | Open Subtitles | بالنسبة للحاضر علينا أن نقنعها بأننا نعمل معها لأخراج الأمراء من البرج. |
Gerçek şu ki virüsü bulamadık ama virüs taşıma ihtimali olan bedenleri güvenli bir şekilde çıkarmak için yeni teknikler geliştirdik. | TED | الحقيقة هي أننا لم نجد الفيروس، لكننا قمنا بتطوير تقنيات جديدة لأخراج الجثث بأمان، والتي قد تحتوي على فيروسات. |
Arkadaşım kadın ve çocukları çıkarmak için plan yapıyor ama biraz zamana ihtiyacımız var. | Open Subtitles | صديقي يعمل على خطة لأخراج النساء والأطفال، ولكن نحن نريد أن نكسب له بعض الوقت. |
Arkadaşım kadın ve çocukları çıkarmak için plan yapıyor ama biraz zamana ihtiyacımız var. | Open Subtitles | صديقي يعمل على خطة لأخراج النساء والأطفال، ولكن نحن نريد أن نكسب له بعض الوقت. |
Ama kokuyu çıkarmak için yeterli değil. | Open Subtitles | مازال لا يكفى لأخراج الرائحة منى |
- Fiona'yı çıkarmak için 10000 dolar ayarlar mıyız diye bakıyordum. | Open Subtitles | كنت آمل أن أستطيع أن أجمع عشرة ألاف لأخراج (فيونا) أكملي؟ |
Çöp çıkarmak için biraz geç değil mi? | Open Subtitles | الوقت متأخر لأخراج القمامة أليس كذلك ؟ |
Saklanan bir adamı ortaya çıkarmak için iyi bir yol. | Open Subtitles | أنها طريقة مثالية لأخراج أحد من المخبأ. |
Umarım sivilleri çıkarmak için yeterli zamanımız olur. | Open Subtitles | نأمل طويل بما يكفي لأخراج المدنيين. |
Umarım sivilleri çıkarmak için yeterli zamanımız olur. | Open Subtitles | نأمل طويل بما يكفي لأخراج المدنيين. |
Bir şey çıkarmak için kazıyorsun. | Open Subtitles | انها لأخراج شيء |
- Fiona'yı çıkarmak için. | Open Subtitles | لأخراج (فيونا) من السجن |