Onu bu cehennem deliğinden çıkarmak için harika bir avukat tutmuştum. | Open Subtitles | لأخرج زوجي من السجن وقام بطرده , بدون سبب على الإطلاق |
Evden çıkarabildiğim kadar elemanı çıkarmak için zaman gerekecek. | Open Subtitles | هذا سيعطيني وقتاً لأخرج قدر ما استطيع من المستأجرين |
Buradan gitmek için o paraya ihtiyacım olmazdı. | Open Subtitles | لست بحاجة إلى المال لأخرج من هنا |
Artık Texas'tan ve Hıristiyanlığın dışına çıkabileceğim bir yol kalmadı. | Open Subtitles | ليست هناك وسيلة أبدا لأخرج من تكساس أو أخرج من المسيحية |
O odadan çıkmak için 34 yılımı sizinle dönmek için katlanmadım. | Open Subtitles | لم اقضي 34 سنة لأخرج من غرفة الملابس وثم اعود اليها معك انتِ |
Yürüyen banttan çıkmam için... bir saniye bile bekleyemediniz be. | Open Subtitles | ألم تستطيعوا الانتظار لحظة واحدة لأخرج من هذا الممر المتحرك؟ |
Bundan kurtulabilmemin bir yolu olmalı. | Open Subtitles | لا بد و أن هناك طريقة لأخرج من هذا |
Yemin ederim, onunla bir kere gezmek için her şeyimi verirdim. | Open Subtitles | سأعطي أي شيء لأخرج معها |
Unutma ki burayı senin için güvenli bir yer haline getirdim. Yerinde olsam dışarı çıkmazdım. | Open Subtitles | واذكر أنّي أمّنت المكان لك هنا، لكنّي ما كنت لأخرج لو أنا محلّك. |
O odadan çıkabilmek için her şeyi söylerdim. | Open Subtitles | لقد كنت أقول أي شيء لأخرج من هناك |
Adamı hapisten çıkarmak için, Japonya'ya gittim. | Open Subtitles | ذهبت إلى اليابان لأخرج هذا الرجل من السجن |
O şeyi içinden çıkarmak için ona yaklaşamam. | Open Subtitles | ولن أستطيع الاقتراب منها كفايةً لأخرج ذلك الشيء منها |
Ben sevmiyorum. Buralardan gitmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لاأستطيع الأنتظار لأخرج من هنا |
Buradan gitmek için can atıyorum! | Open Subtitles | لا أطيق الانتظار لأخرج من هنا |
annem briç kulubünden kadınlar geldiğinde merhaba demek için odanın dışına bile çağırmıyor artık beni. | Open Subtitles | أمي لا تدعوني لأخرج من غرفتي لأسلم على صديقتها من نادي المقامره بعد الأن |
- Teşekkürler, Jeff. Kafesten çıkmak için büyük para ödedim ve köpekbalıkları ile yüzmek için. Ve erkek arkadaşın bunu sağlayacağına bana söz verdi. | Open Subtitles | لقد دفعت لك مبلغاً كبيراً لأخرج من القفص وأسبح مع أسماك القرش وصديقك أكد لي أن هذا سيحدث |
Çöpten çıkmam için bana iki kere söylemene gerek yok. | Open Subtitles | ليس عليكِ أن تسألينني مرّتين لأخرج من قمامة. |
Bundan kurtulabilmemin bir yolu olmalı. | Open Subtitles | لا بد و أن هناك طريقة لأخرج من هذا |
Yemin ederim, onunla bir kere gezmek için her şeyimi verirdim. | Open Subtitles | سأعطي أي شيء لأخرج معها |
Senin ev arkadaşın olduğunu bilseydim onunla asla dışarı çıkmazdım. | Open Subtitles | لم اكن ابداً لأخرج معه لو عرفت انه رفقيقك فى السكن |