"لأدخل" - Translation from Arabic to Turkish

    • girmek için
        
    • girmem
        
    • girebilmek için
        
    • girmezdim
        
    Ve evet, üstelik, okula girmek için yalan söyledim. Open Subtitles نعم ، وبما أنني كذبت لأدخل فأنا حتما خاســر
    Hayır, bunlar benim ayakkabılarım değil. İçeri girmek için ödünç almak zorunda kaldım. Open Subtitles أووه, لا, هذه ليست أحذيتي كان علي أن أستعيرهم لأدخل
    Bu kadar şeyi buradan çıkıp başka bir hapishaneye girmek için çektiğimi sanmıyorsun, değil mi? Open Subtitles لا تعتقدي أنّي وصلتُ لهذا الحدّ لأدخل إلى سجن آخر، أليس كذلك؟
    Oraya girmem lazım. Ayarlayabilir misin? Open Subtitles أريد منك أن ترتب لي فرصة لأدخل لبضعت دقائق , هل يمكنك ؟
    Ama öğrencilerimle asla ilişkiye girmem. Open Subtitles أدري هذا، ولكن ما كنت لأدخل في علاقة مع أحد طالباتي
    Sadece başka türlü giremeyeceğim bir partiye girebilmek için güçlerimi kullandım. Open Subtitles لقد استخدمت قدرتي لأدخل الحفلة.. والتي ما كنت لأكون بها بغير هذا
    Yerinde olsam oraya girmezdim. Open Subtitles لم أكن لأدخل هناك لو كنتُ مكانك.
    Eve girmek için bir pencereni kırdım. Bu yeni elbisen, değil mi? Open Subtitles لقد كسرت نافذه لأدخل هل هذا فستانكِ الجديد ؟
    Binaya girmek için başka bir yolum yoktu ve cep telefonumu penguen sergisine düşürdüğümde tüm numaralarımı kaybettim. Open Subtitles لم أجد طريقة أخرى لأدخل المبنى وفقدت كل معارفي بعد أن سقط هاتفي في معرض البطريق
    98 Degrees konserine ondan önce girmek için kızı merdivenlerden itmeseydim bir numara olurdu. Open Subtitles كان ليكون الرقم واحد إذا لك أكن قد دفعت تلك الفتاة على السلالم لأدخل إلى حفلة 98 درجة حرارية قبلها.
    +18 filmlere girmek için cesedi kullandım. Open Subtitles حسنا , حسنا , ميغ أستخدمت الجثة لأدخل لأفلم فوق سنة الثامنة عشر
    Teknoloji işine girmek için yeterince zeki olduğumu düşünmüştüm. Open Subtitles ظننتُ أنّني ذكيًّا جدًّا لأدخل المجال التقنيّ.
    Radley rezervasyon sistemine girmek için annemin şifresini kullandım. Open Subtitles حسناً،خذي هذا، استعملت كلمة السر الخاصة بوالدتي لأدخل إلى نظام الحجوزات في رادلي.
    İçeri girmek için benim de anahtarım olmalı. Open Subtitles لابد أنني استخدمت المفاتيح لأدخل
    Savcının ofisine girmek için avukat oldum. Open Subtitles أنا محامي لأدخل مكتب المدعي العام
    Tek sorun, frekansına girmem için İSU'dan en fazla 180 metre uzaklıkta olmalıyım. Open Subtitles المشكلة الوحيدة، يجب أن أكون على نطاق 200 ياردة من الطائرة لأدخل في التردد حسناً، لذا ما تقوله هو
    Milyonlarcası hayatlarına girmem için yalvarıyor. Open Subtitles تمتد ملايين الأذرع لتحضتنى ، ويرجوننى لأدخل حياتهم .
    - Şifre sende olma... Oraya girmem lazım. - Hayır. Open Subtitles لا بد أن تعرف الأرقام لأدخل إلى هناك
    Sen ayrıca barlara girebilmek için de yirmi bir yaşında olmam gerektiğini söylemiştin, yani her şeyi bilmiyorsun. Open Subtitles حسناَ ,لقد قلت ايضاً أن علي أن اكون في الواحدة والعشرين لأدخل الحانات لذا أنتِ لا تعرفين كل شىء
    Bu insanların arasına girebilmek için uyuşturucu kullandım, ve onların arasına girdim! Open Subtitles ! لقد ادمنت لأدخل مع هؤلاء الناس ودخلت معهم فعلاً!
    Yerinizde olsaydım oraya girmezdim. Open Subtitles ما كنت لأدخل هناك لو كنت مكانك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more