Dostum, sana yardım etmek için buradayım ama beni işlerin dışında bırakıyorsun. | Open Subtitles | يا رجل أتيت لأعمل لديك لأساعدك ولكنك تبقيني بعيداً عنك يا رجل |
Sanırım yardım etmek için tam zamanında geldim. | Open Subtitles | أظنني جئت في الوقت المناسب، لأساعدك في إغلاق حقيبتك. |
Konuşmak ve dinlemek, dahası sana yardımcı olmak için yanında olduğumu söyleyecektim. | Open Subtitles | و أخبرك بأنني هنا لأستمع و أتحدث معك لأساعدك بأي طريقة ممكنة |
bilgimi oyunculara aktarırım ve korkularını yenmelerine yardımcı olurum. | Open Subtitles | أنا سأعطيك المعرفة لأساعدك فى التغلب على خوفك |
Korkma. yardım etmeye geldim. Buradan çıkaracağım seni. | Open Subtitles | كلا, لا تقلق, انا هنا لأساعدك سوف اخرجك من هنا |
Kendime, sana çocuklar için yardım etmeye geldiğimi söylemiştim. | Open Subtitles | قلت لنفسي أنني سآتي لأساعدك في تربية الأولاد |
Olay çıkacaksa, kalıp sana yardım edeyim. Babanın hatırı için. | Open Subtitles | اذا كان هناك مشاكل فسأبقى هنا لأساعدك أنت و والدك |
Şimdi, ben sana yardım etmek için buraya gelmiştim; fakat eşit olacağız. | Open Subtitles | الآن, جئت الى هنا لأساعدك لكن الآن سنصبح متساويين |
yardım etmek için geldim. Ben Doktor. | Open Subtitles | لكن لا تبالِ به ، لقد أتيت لأساعدك أنا الدكتور |
Gitmene yardım etmek için feda ettiğim onca şeyden sonra olmaz. | Open Subtitles | بعد كل ما ضحيت من أجله لأساعدك على الرحيل |
Bu iyi bir şey olabilir çünkü sana stres hakkında yardım etmek için buradayım gerçek olaylar için değil. | Open Subtitles | وما قد يكون أمر جيد لأنني هنا لأساعدك برد فعلك تجاه الأحداث الضاغطة وليس الأحداث الفعلية |
Yine de sana yardımcı olmak için yeterince iyi değilim. | Open Subtitles | حتى لو كنت شابة يافعة، ما كنتً لأساعدك أبداً |
Cleo'nun katilini yakalamanızda yardımcı olabilecek bir şey, söylemeniz yeterli. | Open Subtitles | لأساعدك في القبض على قاتل كليو أخبريني فحسب |
Benim çıkmam gerek... eğer yardımcı olabileceğim bişey varsa- | Open Subtitles | أتعرف , علي الرحيل عما قريب هل من طريقة لأساعدك بها ؟ |
Aslında buraya sana yardım etmeye geldim. | Open Subtitles | وإنّما في الحقيقة أنا هنا لأساعدك على تحقيقه |
Yiyecek aramanıza yardım etmeye geldim. | Open Subtitles | -ماذا تفعل هنا؟ -أنا هنا لأساعدك فى موضوع قشور الأشجار |
Ben... Ben sadece yardım etmeye gelmiştim! | Open Subtitles | جئت فقط لأساعدك إن أردتِ ارتداء شىء |
Olay çıkacaksa, kalıp sana yardım edeyim. Babanın hatırı için. | Open Subtitles | اذا كان هناك مشاكل فسأبقى هنا لأساعدك أنت و والدك |
İhtiyacın olduğunu bilseydim, sana yardım ederdim. Arkadaşlar böyle davranır. | Open Subtitles | لقد كنت لأساعدك لو احتجتي لمساعدتي هذا ما يفعله الأصدقاء |
Oraya ulaşana kadar sana yardım için elimden geleni yapacağım. | Open Subtitles | سأفعل ما أستطيع لأساعدك متى ما وصلنا إلى محطة الحراسة |
Farkındayım. Çok uzun sürmez. Gidip çalarız, sonra Sana yardıma geliriz. | Open Subtitles | أعرف ، سنذهب و عزف قليلاً ثم سأعود بعدها لأساعدك |
Beni buraya Hannibal Lecter'ı öldürmene yardım etmem için getirmedin. | Open Subtitles | أنت لم تحضرني إلى هنا لأساعدك في قتل هانيبال ليكتر |
Yani Yardım edebileceğim her ne olursa... | Open Subtitles | حسناً, اذا كان هناك اي شي استطيع ان افعله لأساعدك.. |