Thar verdiği karar için pişman olmakla kalmayıp... yardım etmem için yalvaracak. | Open Subtitles | سوف لن تندم ثار على قرارها فحسب ولكنها ستتوسل إلي لأساعدها |
Kendi kararlarımı vermem ve onunkilerine yardım etmem konusunda bana güveniyor. | Open Subtitles | انها تثق بي لأتخذ قراراتي بنفسي و لأساعدها في قراراتها |
Özel bir projesine yardım etmem için Amanda beni hayatta tuttu. | Open Subtitles | (أماندا) أبقت عليّ حياً لأساعدها فى مشاريعها الخاصة |
Ben de onu yargılamıyorum. yardım etmek için geldim. | Open Subtitles | أنا لست هنا لأحاكمها، أيضاً، أنا هنا لأساعدها |
O zaman belki ben çok geç olmadan yardım etmek için bir şeyler yapabilirdim. | Open Subtitles | عندها ربما كنت فعلت شيئا لأساعدها قبل فوات الأوان |
Bayan Gowan yanında olmamı seviyor ve küçük Henry'nin bakımında ona yardım etmek bana büyük bir zevk veriyor. | Open Subtitles | "و السيدة "غاون" ترغب بأن أكون قربها "لأساعدها في العناية بـ"هنري " الصغير، وذلكيجلبليالسرور، |
Sadece elini tutmuştum ve ona arabadan inmesi için yardımcı oluyordum. | Open Subtitles | فقط كنت آخذ يدها لأساعدها للنزول من السيارة |
yardım etmem için yalvardı. | Open Subtitles | كانت تترجاني لأساعدها |
- Ona yardım etmek için çıktım ama hiçbir şey yapamadım çünkü sıradan biriyim. | Open Subtitles | - خرجت لأساعدها - لكنّي لمْ أستطع فعل أيّ شيء لأنّي مجرّد شخص عاديّ |
Keşke orada olsaydım. yardım etmek için falan... | Open Subtitles | أجل، إنما أتمنى لو كنت هناك لأساعدها... |