Merkezde bir arkadaşıma yardım edeceğim, geç kalıyorum. | Open Subtitles | أنا متأخرة , علي أن أذهب لأساعد في وسط المدينة |
Erken kalkıp Şükran Günü yemeğine yardım edeceğim. | Open Subtitles | يجب أن أستيقظ مبكرا لأساعد في عشاء عيد الشكر |
Evet, Garrett beni burada tutuyor. Ekiplere siber askerle son karşılaşmamız hakkında bilgi vermeye yardım edeceğim. | Open Subtitles | أجل، سوف يُبقيني (جاريت) هنا؛ لأساعد في إعلام الفِرَق بما حدث في أخر مواجهة لنا مع الجندي الخارق. |
Bunlarla birlikte bir gazeteci ve beyaz olmayan bir kadın olarak bu konuşmaların ilerlemesine yardım etmek için ne yapabileceğimi merak ettim. | TED | وفي نفس الوقت، لقد تساءلت بصفتي صحفية ومن أصحاب البشرة غير البيضاء، ماذا بوسعي أن أفعل لأساعد في تقدم ذلك النقاش. |
Anneniz nişanınızı düzenlememe yardım etmek için beni tuttu. | Open Subtitles | أمكِ استأجرتني لأساعد في التخطيط لحفلة خطوبتكِ |
İmparatorluk kutlamasına yardım etmek için buradayım. | Open Subtitles | أنا هنا فقط لأساعد في الإحتفال الإمبراطوري. |
Josh'a yardım etmek için kullandım çünkü kimsenin elinden bir şey gelmiyordu. | Open Subtitles | أنا فقط قفزت بداخل القطار الدموي لأساعد في إنقاذ جوش في حين لم يستطع أحد |
Onu bulmaya yardım etmek için geleceğimi söylemiştim. | Open Subtitles | قلتُ أنني سأكون هنا لأساعد في إيجادها |
Ben sergi açılışına yardım etmek için burada kaldım. | Open Subtitles | لقد بقيت هنا لأساعد في فتح المعرض |
Bir intihara yardım etmek için değil. | Open Subtitles | لم آت اليوم لأساعد في عملية إنتحار |