Benim için bir onur. mutlu bir durum uğruna olmadığı için üzgünüm. | Open Subtitles | إنّه كان شرفٌ ليّ، متأسف لما حدث لك ما كنت لأسعد لحدوثه |
Ama Bayan Sutton'ın aile barışını korumak için pişirdiği körili kuzudan biraz yemiştim. | Open Subtitles | ولكنى تناولت بعض من لحم السيدة ساتون بالصلصة لأسعد باقى العائلة |
Hey, beni sen yarattın. Ben kendimi daha iyi hissetmek için, kaybeden başka bir tür ego yaratmadım. | Open Subtitles | أنت صنعتني ،أنا لم أصنع شخصاً فاشلاً لأسعد نفسي |
Ama ben kendimi daha iyi hissetmek için ezik bir ikinci benlik yaratmadım. Biraz sorumluluk al. | Open Subtitles | أنت صنعتني ،أنا لم أصنع شخصاً فاشلاً لأسعد نفسي |
Tıpkı benim de senin için mutlu olacağım gibi, hayatım. | Open Subtitles | بأنك سعيد من أجلي كما كنت لأسعد من أجلك يا عزيزي |
Benim küçük kızımı neşelendirmek için hiç bir şey yapamıyorum. | Open Subtitles | سأفعل أياًّ كان لأسعد فتاتي الصغيرة |
Neşelenmek için yağmurda yürüyüşe çıktım. | Open Subtitles | لقد تمشّيت تحت المطر لأسعد نفسي |
İnsanları eğlendirmek için hayatımdan vazgeçmiştim. | Open Subtitles | "شعرت بأن عليّ الانتحار لأسعد أناسًا لا يحصيهم العدّ" |
Kalbinin neşesi ve ruhunun gıdası olmak için. | Open Subtitles | لأسعد قلبكي ولأغذي روحكي |
Annem için sütü bardaktan içeceğim. | Open Subtitles | أود ان اشرب حليب لأسعد أمي |
Esad için söylenenler doğru mu? | Open Subtitles | هل هو حقيقه ما قاله لأسعد ؟ |
Rebekah bana mutluluk için gidebileceğim bir yer olup olmadığını sordu. | Open Subtitles | سألتني (ريبيكا) ما إن كان ثمّة مكان أذهب إليه لأسعد. |
Kimin için? | Open Subtitles | لأسعد من؟ |
- Gilles'i mutlu etmek için. | Open Subtitles | لأسعد "جيل". |
Esha, çocukluğundan beri beni hep mutlu etmesini bildin. | Open Subtitles | إيشا، منذ أن كنت طفلة، أعطيتني الكثير لأسعد |
Seninki zannedilmesinden mutlu olurum ben de. | Open Subtitles | كنت لأسعد لو ظن الجميع أنها فطيرتك |