"لأشخاص" - Translation from Arabic to Turkish

    • insanlara
        
    • insanlarla
        
    • kişilere
        
    • insanların
        
    • kişilerin
        
    • insanlardan
        
    • insanlar
        
    • insanları
        
    • adamlar
        
    • adamlara
        
    • adamların
        
    • gibiler için
        
    • para
        
    • insan için
        
    • birilerine
        
    Böyle yerlerin sahibi olmanın faydası iyi insanlara iyi şeyler yapmaktır. Open Subtitles إنها أحد مميزات إقتناء أماكن كهذه عمل أشياء لطيفة لأشخاص لطفاء
    Kara Cuma, diğer insanlara bir şeyler almak anlamına gelmiyor muydu? Open Subtitles أليس يوم الجمعة الأسود مفترض أن تشتري الأشياء لأشخاص آخرين ؟
    Farklı sektörlerden insanlarla, teknolojiye nasıl iş arkadaşı gibi davranabileceklerini konuştum. TED تحدثت لأشخاص من مختلف القطاعات حول كيف يعاملون التقنية كزميل عمل.
    Bakın, sizin gibi kişilere makineli satmanın iki sorunu var. Open Subtitles أواجه مُشكلتين عند بيع البنادق الآلية لأشخاص مثلكم
    ...hayaleti ile konuşabildiğini söylediğinde bu insanların canını çok yaktı. Open Subtitles او شبح لها وتتكلم معها يسبب لأشخاص الكثير من الألم
    Belli insanlara, belli günlerde zamanın perdesini aralamaları için izin verir. Open Subtitles وبالنسبة لأشخاص معينين في أيام محددة تسمح لهم باختراق حجاب الزمن
    Ve senin de parasını ödeyen insanlara yasa dışı şeyler aldığını biliyoruz. Open Subtitles و نعلم أنك تشتري أشياءً غير مرخصة لأشخاص هم على استعداد للدفع،
    Ne okumayı ne de yazmayı bilen insanlara çizimleri ve mühendisliği nasıl anlatabilirsiniz? TED كيف تشرح الرسمات والهندسة لأشخاص ليس بإمكانهم القراءة ولا الكتابة
    İş dünyasında ise biz kazanalım diye başkalarını feda etmeye istekli insanlara bonuslar veriyoruz. TED في مجال الأعمال، نعطي منحا لأشخاص مستعدين للتضحية بالآخرين لعلنا نفوز.
    Ancak sağlıklı insanlara verildiğinde onların halihazırda tanıdıkları ve önemsedikleri insanlara karşı bağlı hissetme kabiliyetlerini etkiledi. TED ولكن عندما يُعطى لأشخاص أصحاء، فإنه في الواقع يتدخل مع قدرتهم بالشعور بالارتباط مع أشخاص يعرفونهم من قبل ويهتمون بهم.
    Ahlak, önyargı, çeşitlilik ve dahil olma gibi konular söz konusu olduğunda gerçek insanlara gerçek bedeller vardır ve bunu kabul ediyorum. TED عندما نأتي لمسائل مثل الأخلاقيات، التحيز، التنوع، الشمول، هناك ثمن حقيقي لأشخاص حقيقين، وأنا أتقبل ذلك.
    Ve bu arada sen diğer insanlarla çıkmaya pek hevesli görünüyordun. Open Subtitles وبدا كنت متحمسا جدا لأشخاص آخرين حتى الآن.
    Hayır, seni gerzek. Başka insanlarla çıkmalarından bahsediyorum. Open Subtitles لا أيها الأحمق، أتحدث عن مواعدتهم لأشخاص آخرين
    Öyle şeyler vardır ki ancak belirli kişilere söyleyebilirsin... müdür gibi. Open Subtitles هُناكَ أشياء مُعينَة عليكَ قَولُها لأشخاص مُعينين مِثلَ الآمِر
    Bay Abagnale.Maliyeyle problemleri olan kişilere kredi vermiyoruz. Open Subtitles سيد أباجانيل نحن غالبا لا نقرض المال لأشخاص
    Ve bunu, şimdiden projeye katkıda bulunan insanların ondan kısaca bahsettiği özet bir klip takip edecek. TED وهذا سيليه مقطع قصير لأشخاص ساهموا في هذا المشروع تتحدث عنه اختصار.
    Daha sonra DNA deliliyle temize çıkarılan kişilerin haksız hükümlerin yaklaşık yüzde 25'inde yalan itiraf veya ikrarlar bulunduğunu biliyoruz. TED ولكننا نعلم أن الاعترافات الكاذبة موجودة في ما يقرب من 25 بالمئة من الإدانات الخاطئة لأشخاص برأتهم أدلة الحمض النووي.
    Bunu 2,9 milyon yüz videosundan topladık, bizimle duygularını paylaşmaya gönüllü insanlardan ve dünyadaki 75 ülkeden. TED وجمعناها من 2,9 مليون فيديو وجه، لأشخاص وافقوا على مشاركة مشاعرهم معنا، ومن 75 دولة حول العالم.
    Bunun bizim, muhtemelen diğer insanlar için de önemli olduğuna onu ikna etmeyi başardım, ki o da hikayesini paylaştı. TED واستطعت أن اقنعه ان هذا الامر ضروري لنا وربما لأشخاص آخرين أيضاً إن هو شارك بقصته
    Ben, kompleks ve çok boyutlu, kendi hayatının merkezinde olan insanları oynamak istiyordum. TED كنت أريد أن أؤدي أدواراً لأشخاص معقدين ومتعددي الأبعاد، أشخاص وجدوا في مركز حياتهم هم،
    Burayı devraldığımda zaman zaman bazı adamlar gelip Rodney'nin onlara borcu olduğunu söylüyordu. Open Subtitles لقد كان هناك لأشخاص يأتون إلى هنا من وقت لآخر
    Benim gibi takımlarını sadece finallerde destekleyen adamlara göre değil. Open Subtitles ليس لأشخاص مثلي ، يكونون معجبين فقط حين فوز فريقهم
    Polisler evini basıp, malafatını tokatlayan adamların yığınla DVD'sini bulmuşlar. Open Subtitles داهمت الشرطة منزلة وعثروا على أكوام من الشرائط لأشخاص يسمنون
    Sizin gibiler için bu kadar anlamlı olması sadece garip. Open Subtitles إنه مجرّد أمر غريب مقدار ما يعنيه هذا لأشخاص كهؤلاء
    Bu da, daha çok insanın yeteneklerini kullanmasını ve para kazanmasını sağlıyor. TED مما يسمح لأشخاص أكثر بالاستفادة من مهاراتهم وكسب المال.
    Bana göre, bu odadaki bir sürü insan için. Open Subtitles مشاكل حقوق مدنيّة؟ بالنسبة لي، بالنسبة لأشخاص كثر في هذه الغرفة
    beğendiğiniz bir resim yaptığınızda onu birilerine vermekten de keyif alacaksınız ,satmaktan değil. Open Subtitles إذا كنت ترسم لوحةً تستمتع بها, ستستمتع بإهدائها لأشخاص آخرين ، وليس بيعها.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more