Çünkü çocuklarının çoğu eve gittiğinde akşam yemeği yemiyordu. | TED | حسنًا، لأنه لا يقدمُ لأطفالها وجبة العشاء عندما يذهبون للمنازل. |
çocuklarının büyücülükle suçlanmayacağını garanti ediyorum. | Open Subtitles | لقد أكدت لأطفالها بأن أمر الشعوذة سوف لن يذكر في محاكمتها |
Okuluma gelen her kız doktora derecesine sahip olmayacak ama her biri kendi potansiyeline ulaşacak ve önümüzdeki uzun yıllarca kendi çocuklarının ve torunlarının savunucusu olacak. | TED | لن تصبح كل فتاة في مدرستي حاصلة على درجة الدكتوراه، لكن ستحقق كل واحدة منهن كامل احتمالاتها الممكنة وستصبح مناصرة لأطفالها ولأحفادها لسنوات عديدة قادمة. |
Fiziksel olarak güçlü, zihinsel olarak sağlam. çocuklarına daha iyi bir hayat sağlamak için ne gerekiyorsa yapacak. | TED | هي قوية بدنيا وعقليا، وستفعل كل ما يلزم لتوفر حياة أفضل لأطفالها |
Hatta kendi kök yarışlarını azaltarak çocuklarına hareket alanı sağlıyor. | TED | حتى أنها تُقلّص من حدة تنافس الجذور لديها. لعمل مساحة كافية لأطفالها. |
Her halde parasını kendi çocukları için saklamayı tercih eder. | Open Subtitles | لا، وقالت انها سوف ربما تفضل الاحتفاظ مالها لأطفالها. |
Hiçbir anne çocukları için, bu kadar çok çeşit meyveyle buzdolabını dolduramaz. | Open Subtitles | . .. لا يمكن لأي أم أن تملأ ثلاجتها بمثل تلك التشكيلة من الفاكهة لأطفالها |
Onun çocuklarının resimlerini çekmekten hoşlanacağımı sanmıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أشعر بأن أخذ صورة لأطفالها. |
Bir daha bu kadına yaklaşırsan... onun veya çocuklarının kılına bir zarar gelirse... suçlu kim olursa olsun... seni öyle bir döverim ki ezilmiş kedi gibi asfalta yapışırsın. | Open Subtitles | إن اقتربت من هذه السيدة ثانية... إن حدث لها أي شيء أو لأطفالها, مهما كان... وأياً كان المذنب... |
Verdiği tepkiye bakılırsa çocuklarının fotoğrafını gösteriyor. | Open Subtitles | من ردت فعله يتضح إنها تكون لأطفالها |
- Bayan Banks'in bir işi yokken çocuklarının tüm zamanlarını bakıcıyla geçirmelerine izin vermesi garip görünüyor. | Open Subtitles | أيبدو الأمر غريبًا بأنّ السيدة (بانكس) تسمح لأطفالها بأن يقضوا وقتهم بالكامل مع المربية، في حين إنّها لا تملك وظيفة |
Annemin de bana sürekli söylediği ve büyüyünce kızımın da çocuklarına söyleyeceğine emin olduğum bir şey. | Open Subtitles | بأن والدتي قالت لي دائما أنني واثقة عندما تكبري وقالت بإنها ربما تقولها لأطفالها |
Ve onu okulda tutabilmek için çocuklarına daha iyi bir ev inşa etme umuduyla sakladığı, sahip olduğu tek değerli varlığı olan dalgalı sac levhaları satarak binbir zorlukla uğraşmış annesine yardımcı olabilmek için. | TED | ولمساعدة والدتها، التي حاولت بجِد لإبقائها في المدرسة ببيع أصولها الوحيدة، كومة من صفائح الحديد المموج كانت تدخرهم علي أمل بناء منزل أفضل لأطفالها. |
Hay Allah. çocuklarına çok yazık. | Open Subtitles | يا لأطفالها المساكين |
çocuklarına ne olacak? | Open Subtitles | ماذا سيحدث لأطفالها ؟ |
Ama gel gör ki... bu durumu yüzünden çocukları için hiç bir şey yapamadığını söylemişti. | Open Subtitles | بالتفكير في ذلك... لقد أخبرتني أنها لم تستطيع فعل أي شئ لأطفالها بسبب وضعها الصحي |
İyi bir anne çocukları için en iyi olanı yapar. | Open Subtitles | تفعل الأم الجيده الأفضل لأطفالها |
Lucille, Marta'nın Gob'u ne kadar mutlu ettiğini görünce çocukları için aşkın ne kadar önemli olduğunu fark etmişti. | Open Subtitles | -وعندها لاحظت (لوسيل ) إلى أي حد (مارتا) قد أسعدت (جوب) ورأت ماهو الحب بالنسبة لأطفالها |
Kendi çocukları için bile. | Open Subtitles | حتى لأطفالها. |