Nefret ve şiddeti önlemek istiyorsanız mümkün olduğu kadar çok sayıda insanla mümkün olduğu kadar uzun süre konuşmamız lazım, ayrıca şeffaf bir tutum sergileyerek. | TED | إذا أردنا منع الكراهية والعنف، علينا التحدث مع أكبر قدر ممكن من الناس لأطول مدة ممكنة منفتحين على الناس بقدر الإمكان. |
O ve babam ilk ayrıldıklarında çok uzun süre ben de bekledim. | Open Subtitles | كان علّي ان أقوم بذلك لأطول مدة ممكنة, في بداية انفصالها عن أبي. |
Erkek, havada olabildiğince uzun süre aynı pozisyonda kalmaya çalışarak bu çiftleşme alanı üzerinde hak iddia eder. | Open Subtitles | يعلن الذكر عن حقه في مقاطعته من خلال محاولتها البقاء محلقا بثابت فوقها لأطول مدة ممكنة. |
Adamlarınız yardım gelene dek manastırı yeteri kadar tutabilir mi? | Open Subtitles | هل يستطيع رجالك حماية الدّير لأطول مدة حتى وصول المساعدة؟ |
-"Horchata" fıçısında nefesini en uzun süre tutan kazanıyor. | Open Subtitles | من يستطع أن يبقى نفسه . منقطعاً لأطول مدة |
En uzun süre açık olan bara vak. | Open Subtitles | أبحث في الحانة التي تبقي مفتوحة لأطول مدة |
Bak, bu ofisin iyi gidişatını mümkün olduğunca uzun süre ayakta tutman gerektiğini anlıyorsundur. | Open Subtitles | اصغي، آمل أنه يمكنك احترام حاجتي لأن أحافظ مظهر هذا المكتب لأطول مدة ممكنة |
Olabildiğince uzun süre bu şekilde kalmasını istiyorum. | Open Subtitles | أحب أن تبقى هكذا لأطول مدة ممكنة. |
Bu konuyu başka bir yerde daha uzun süre görüşmeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن نناقش هذا ...لأطول مدة ممكنة ويجب أن يحدث ... في مكان آخر |
En uzun süre onunla olan o. | Open Subtitles | هي كانت معه لأطول مدة |
Bu da bir yerde durup nefesinizi tutabildiğiniz kadar tutmak demek. | TED | وهو حبس أنفاسك لأطول مدة ممكنة في مكان واحد دون أن تتحرك |
Bunu mümkün olduğu kadar uzun zaman sürdürmeye çalışıyoruz. | TED | و نحن نحاول أن نفعل هذا لأطول مدة ممكنة. |
Onunla elinden geldiği kadar fazla kalmak istemez misin? | Open Subtitles | ألا ترغبين في التواجد معه لأطول مدة ممكنة؟ |
Bu kadar yeter. Sonunda hoş bir kızla tanıştığında yerinde olsam onu eve getirmekten uzunca bir süre kaçınırdım. | Open Subtitles | حين تلتقي أخيراً بفتاة جميلة، أنصحك بعدم اصطحابها للمنزل لأطول مدة ممكنة. |
Hayır, dilediğince kalabilirsin. İhtiyacın olduğu kadar. | Open Subtitles | يمكننا البقاء لأطول مدة تريدها وتحتاجها. |