Bu taçla süslenmiş ve kutsanmış olan bu alın, her iki Ahit'in boynuzları ile silahlanmış olan bu alın... gerçeğin düşmanlarına, ürkütücü gözükecektir. | Open Subtitles | التي تتزين بها هذه الجبهة، لرأس مسلح بقرون الاعتصام بكلا العهدين، ليغدو مخيفـًا لأعداء الحقيقة |
Başlangıçta Amerikalılar sadece Taliban düşmanlarına yardım ediyordu. | Open Subtitles | في البداية مدت الحكومة الأمريكية يد العون لأعداء طالبان |
Bazen düşmanlarımızın düşmanlarına ödeme yaparız. | Open Subtitles | في بعض الأحيان ندفع المال لأعداء أعدائنا. |
Colin'in katilini yakalasak bile bu sadece babanın düşmanlarının seni bulmasına yarayacaktır. | Open Subtitles | حتى لو قبضنا على قاتل كولن ذلك سيترك فرصة لأعداء أبيك لإيجادك |
O adamın düşmanlarının da düşmanları var. | Open Subtitles | لأعداء الزنجي أعداء |
Görevimin başına dönüp, kutsal taşı bulabileyim ve onu ışın düşmanına verebileyim diye mi? | Open Subtitles | لأعود لمواصلة مسعاي ، و أجد حجر الصدع و أسلـّمه لأعداء الضياء؟ |
Aklımdan ne zorum var da Roma'nın düşmanlarına yardım etmeye devam ederim sanıyorsunuz? | Open Subtitles | بما تفكر مما أعاني فأنا أعطي السلاح لأعداء روما ؟ |
Birleşik Devletler'in düşmanlarına bilerek askeri teknoloji sattın mı? | Open Subtitles | هل قمت عن دراية ببيع تكنولوجيا عسكرية لأعداء الولايات المتحدة؟ |
Hristiyanlığın düşmanlarına manastırlarda yer yoktur! | Open Subtitles | ليس هناك ملاجئ لأعداء المسيح |
İslam'ın düşmanlarına ölüm. | Open Subtitles | الموت لأعداء الإسلام |
Ve biz Marcus'un düşmanlarına ne olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | ونحن نعلم ماذا يحصل لأعداء "ماركس" |
Ülke düşmanlarına silah sağladı. | Open Subtitles | إنه يمد الأسلحة لأعداء بلدنا |
SSR, Howard'ın Amerika düşmanlarına silah satmaya çalıştığına inandı. | Open Subtitles | الوكالة مقتنعة بأن (هوارد) يحاول بيع التكنولوجيا لأعداء الولايات المتحدة |
- Howard Amerika'nın düşmanlarına silah satmıyor. | Open Subtitles | (هوارد) لا يبيع الأسلحة لأعداء الولايات المتحدة |
(Alkışlar) Bu bizim tarfımızdan insanlığın, İslam'ın, Güney Asya'nın Hindistan'ın ve Pakistan'ın düşmanlarına söylenen küçük bir mesaj, insanlık her türlü saldırıya rağmen serpilmeye devam edecek. | TED | (تصفيق) إنها رسالة قصيرة منا بطريقتنا الصغيرة لأعداء الإنسانية واعداء الإسلام , وأعداء جنوب آسيا واعداء الهند و بكستان أن الإنسانية سوف تبقى على إزدهارها بغض النظر عن الهجمات المدمرة |
Amacımız, Cabal'ın düşmanlarına ölüm getirmek. | Open Subtitles | غرضنا جلب الموت لأعداء (الكابليز) |
Roma'nın düşmanlarına silah mı vereceğim? | Open Subtitles | سأعطي الأسلحة لأعداء (روما)؟ |
Fransa'da, Cumhuriyet düşmanlarının maruz kaldıkları muameleleri görseydin... | Open Subtitles | لو علمتِ كيف هي الاجواء في (فرنسا) لأعداء الجمهورية |
Cumhuriyet düşmanlarının Fransa'daki şartlarının nasıl olduğunu bilseydin. | Open Subtitles | لو عرفت بالأوضاع في (فرنسا) بالنسبة لأعداء الجمهورية.. |
Efendiler, Delaney'nin Londra şehir sınırları içinde Majesteleri Kralın ölümünü planlayan Kraliyetin düşmanına barut temin ettiği konusunda ifade vermeye istekli iki şahidimiz var. | Open Subtitles | أيها السادة، لدينا إثنان من الشهود علي إستعداد للإدلاء بشهادة أن ديلايني) أعطي البارود) لأعداء التاج الملكي (ضمن حدود مدينة (لندن |